Başlarken
Yıllarca önceydi. Güzel bir yaz günüydü. Bir gün, T.V. müdürlerinden bir zat, hiç beklemediğim bir teklifle çıkageldi. Sabri Bey dedi, sizinle program yapmak istiyorum. O güne kadar hiç düşünmemiştim böyle bir teklifi. Aklımdan, hayalimden bile geçmemişti. Şaşırdım. İtiraz ettim... Sayın Müdür, kabul etmedi, hayır dedi, ben sizin başarılı olacağınıza inanıyorum. Kişilik yapınızı tanıyorum. Yıllarca hangi kitapçıya gittiysem, sizi orada gördüm. Bu birikimin elbet bir ürünü olacak. Falanca gün gelin, çekime başlayalım dedi. İlk program yayınlandı. Tahminimin üstünde, bana sorarsanız hiç de lâyık olmadığım bir ilgiyle karşılandı. Nice güzel insan, yurdun dört bir tarafından mektupla, telefonla, bizzat gelerek beni teşvik ettiler, yüreklendirdiler. Israrla, konuşma metinlerini istiyorlardı. Ben de onlara cevap verememenin ezikliğini yaşıyordum. Çünkü, o konuşmaları irticalen yapıyordum. Hâlâ aynı düşüncedeyim. Kağıda bakarak sohbet olmaz. Olursa bile, ona sohbet değil, okuma denir. Böylece metin isteklerine cevap alamayanların içinde üzülenler, hatta kırılanlar oldu. Ben de bu duruma üzülüyordum. Ama elimden bir şey gelmiyordu.
Bir gün, Ankara’nın iyilik meleklerinden, çok sevdiğim, saydığım Aziz Doktor Hasan ACAR Beyefendi geldi, “efendim, dedi. Bu sohbetleri bir kitap haline getirelim. Çok faydalı olacağına inanıyorum”. Aynı cevabı Doktor Beye verdim. O konuşmalar irticalen yapılmıştı. Ne yazık ki, size verebileceğim bir metin yok dedim. Cevaben, “benim için hatırınızda kalanları kaleme alın” dedi. Sevgili Hasan ACAR için yapamayacağım bir şey olamazdı. İşte, elinizdeki kitap böyle ortaya çıktı.
Mevlâna, bir damla suyun denize faydası vardır der. Ben de bu gönül sohbetleri kitabının, çağımızın, sıkılan, bunalan, ıstırap çeken insanlarına bir yudum su olmasını diliyorum. Sorunlar içinde bunalan, sıkılan bir tek kişiye dahi faydalı olabilir, onun gönlünde iyinin, güzelin, temiz ve yüce olanın ışığının yanmasına vesile olabilirsem, bunun benim için yerin üstünde ve altında olan her şeyden daha faydalı olacağına inanıyorum. Hayatta kötü insan, çirkin insan yoktur. İçindeki güzelliklerin, yüceliklerin ortaya çıkmasına imkân ve ortam bulamamış insan vardır. Gönül sohbeti, insanın içinde zaten var olan güzellikleri ortaya çıkaran bir ortam hazırlar.
Sizlerin gönüllerinizdeki nice güzelliklerin, erdemlerin, sevgilerin yedi veren güller gibi, rengiyle, kokusuyla, biçimiyle gözleri ve gönülleri kamaştıracak şekilde ortaya çıkmasını diliyor,
Selâm, sevgi ve saygıların hiç bitmeyecek olanını sunuyorum...
Sabri TANDOĞAN
|