subHeader_l

 Gönül Sohbetleri - Cilt X                                                                    Sabri Tandoğan

 

Sayın Sabri Tandoğan’ın Sohbetlerinden Özdeyişler

“İnsan evrenin özetidir, kâinatın meyvesi, bütün varlığın özü ve kalbidir.”


“Düşüncelerinizi değiştirin, göreceksiniz bütün hayatınız değişecektir.”


“Tevâzu, edebe giden ilk basamaktır.”


“Bilmem diyen öğrenir, bilirim diyene ne verilir?”


“Hayat mücadelesinde Allah’tan uzaklaşarak şaşkın ve pe­rişan düşenler de çevrelerindeki güzel, çok güzel, inanılma­yacak kadar güzel olan şeyleri unutmaya başlarlar.”


“Yaşama san’atı, bütün varlığı, insanıyla, hayvanıyla, ta­şıyla, toprağıyla, deniziyle, gökyüzüyle sevmek, tek istisna ol­madan onlara saygı duymaktır.”


“Yaşama san’atı hayatın ebedî diyalektiğini sezebilme, keş­fedebilme ve bunun sonucu olarak da çöpsüz üzüm, dikensiz gül aramamak demektir.”


“Sathi bakışlarla çelişki gibi görünen durumlar aslında bir­birini tamamlamaktadır.”


“Her nefeste dünya yenilenir.”


“En bunaldığınız zaman sorun kendinize, ‘Allah kuluna yet­mez mi?’


“Halka hizmeti olmayanın, Hakk’a da hizmeti olmaz.”


“İnsanları sevmek, Allah’ın rızasına açılan kapıların anah­tarıdır.”


“Kalbin edebi sükûttur.”


“Elde edilmesi en güç dostluk, insanın kendi kendisiyle dost olmasıdır.”


“Yaşam, sonsuz, bitmez tükenmez bir yolculuktur.”


“Mutluluk, dış hayat ile iç hayat arasında bir âhenk kura­bilmektir.”


“Yaşama san’atını en güzel uygulayanlar, gerçek ve samimi Allah âşıklarıdır.”


“Önemli olan en iyi olmak değil, bir gün evveline göre daha iyi olmaktır.”


“Güzel söyle ki, aksi sedâsı da güzel olsun.”


“Kafamızı müsbetle, iyi, güzel, temiz ve asil olanla dol­durursak, menfi kendiliğinden çıkar gider. Işık gelince karanlık gider.”


“Gözü yerde olanın gönlü âsumana çıkar.”


“İnsan büyüklüğe, ancak kendi küçüklüğünü aşarak ula­şabilir.”


“Cinsel alanda ahlâksızlık, gayesizlikten ileri gelir.”


“En azgın düşmanın, içindeki nefsindir.”


“Cihan binbir güzellikle ve aşkla doludur, ama kör aynada ne görebilir?”


“Ancak, Allah’ın anılması ile kalpler mutlu olur, gönüllerin ıstırabı sükûn bulur.”


“Hayatta kötü ve çirkin insan yoktur. Müsait ortamı bula­madığı için içindeki güzellikleri ortaya çıkaramayan insan var­dır.”


“İnsanlar iç dünyalarında kurabildikleri âhenk kadar, hayatta huzur, sükûn, uyum ve güzellik bulabilirler.”


“İnsan kendisinin derinliklerindedir.”


“Felsefenin de, ilmin de, san’atın da kaynağı hayret duygu­sudur.”


“İnsanlara dünyayı cehennem gibi gösteren varlıklarının mânâsını bilmeyişleridir.”


“Şikâyet nefsin çığlığından, yetersizlik ve bencillikten doğar.”


“Eğer kusursuz olsaydık, başkalarının kusurlarını bulmaya bu kadar meraklı olmazdık.”


“Her realite binlerce küçük ayrıntıdan oluşur.”


“Söyleyenin diline hikmet dinleyenin bakışından gelir.”


“Beden, ruhun yalnızca bir süre için yaşadığı yerdir.”


“Maddenin hakiki mahiyetini, fizikçiler değil “kendini tanımış” olan “Hazreti İnsan” idrak eder.”


“Kendini bilmek tüm bilgilerin en derinidir.”


“Her insan kendisinde bütün insanlık ve kâinatın sırlarını taşır.”


“İnsan için en acı şey, kendi hayatında mahpus kalmasıdır. Gönül sohbeti ise, bu kapıyı açan bir anahtardır.”


“Beyaz bir kâğıt gibi güzel bir sükût olmadan, düşüncelerin gelişmesine imkân yoktur.”


“Konuşma ve sohbet, kültürü taşıyan birer nehirdir.”


“Kötülüğe en güzel şekilde mukabele edebilseydik, düş­manın bile dost olduğunu görürdük.”


“Dua; aşktır, şiirdir, ibadettir. Hayatın, varoluşun özüdür.”


“İnsanı insan yapan yine insandır.”


“İnsan kendini kabullenmedikçe hiçbir şeyi, hiç kimseyi ka­bullenemez.”


“Allah dostları lâ mekânı içine almış birer mekândır.”


“Büyük kurtuluşun başlangıcı, insanın kendi üzerinde dü­şünmeye başlamasıyla olur.”


“Bir işin yapılması için en uygun zaman, içinde bulunulan andır.”


“Nerde sevgi, orda Allah.”


“Seven sevilir, sayan sayılır, ilgi gösteren ilgi görür.”


“Bir tebessüm, bütün dünyayı dolaşır.”


“Güzellik, kâinatın altın anahtarıdır.”


“İnsanın hayatını zehir eden şey, kendi önyargılarıdır.”


“Kâinattaki her şeyin bir yeri, bir anlamı, bir fonksiyonu vardır. İş onu görebilmekte, o güzelliğin aşkını, vecdini, heye­canını sezebilmektedir.”


“Çevresiyle hoş geçinemeyen, evrensel bir sevgi anlayışını benimsemeyen bir kimse, ne kadar namaz kılarsa kılsın, oruç tutarsa tutsun mânâ yolunda ilerleyemez.”


“İnce, zarif ve olgun kimseler, iç dünyalarına sevgiyi, say­gıyı, hoşgörüyü yerleştiren, onları günlük hayatlarına geçirip, her an ve her vesileyle uygulayanlar, bütün cihanı, evrensel bir sevgiyle kucaklayanlardır.”


“İç dünyalarında güzelliğe yer vermeyenler, isteseler de gönüllerin kilidini açamazlar.”


“Her fena ve çirkin gibi görünen eşya ve yaratığın altında bir güzellik gizlidir.”


“Sevgiyle dolan bir gecekondu, sevgiden uzak bir saraydan daha değerlidir.”


“Hayatta fena ve çirkin insan yoktur. Kendisindeki yüceliği, güzelliği ortaya çıkaramayan insan vardır. Eleştirdiklerimiz, in­sanın bizatihi özvarlığı değil, edep dışı olan, sözleri ve hare­ketleridir.”


“Kendini bilmek, tanımak, yaradılışın ve varoluşun amacına göre hayatını düzene koymak, en büyük erdemdir.”


“Kâinatın ve insanın sırlarına ancak sürekli, derin, sistemli bir düşünme ve anlama aşkı ve heyecanı ile ulaşılabilir.”


“Kendi özünü bulmak ve bütün varlıkla, kâinatla bir ve be­raber olmak... İşte varoluşun, yaşamanın özeti...”


“İnsanoğlu aşkla yükselir.”


“İnsan olmak bir san’attır. Istırap bir rendedir, fazlalıklarımızı alır.”


“Önemli olan, kendimizi ve başkalarını her an yeniden keşfedebilmektir. Yunus, “Her dem taze doğarız, bizden kim usanası” der.”


“Allah’ın insanla buluşma yeri kalptedir.”


“Varlığın sebebi sevgidir. Vâredene sevgi ile ulaşılır. He­pimiz O’ndan geldik, O’na gidiyoruz.”


“Dünyaya gelişin sebebi ve amacı sevgidir. Sevgiye ulaş­manın yolu da insan gönlünden geçer.”


“Biz kendimizin olmadan, hayat da bizim olamaz. Sıkıntı ve bunalımların asıl sebebi, insanın kendi kendisi olamamasıdır.”


“Gerçek aydınlanma insanın kendi kendisiyle yüzyüze gel­mesidir.”


“İnsan sonsuzluğu kucaklamak istidadında bir yüce me­kândır.”


“İnsanoğlu nazlı bir kuş gibidir. Kanatlarına hırsın, egoizmin, nefsaniyetin taşlarını bağlarsa olduğu yerde kalır, yüceliklere varamaz.”


“Bir dalgıç gibi, bizi kendi içimize daldıran; kendi gönül âlemimizden bize inciler çıkartan sohbet, gönül sohbetidir. Gerisi sadece bir lâf yığını ve zaman öldürmektir.”


“Bugün nice insanlar yalnızlıktan kıvranıyorsa, bütün imkân­larına rağmen bunalım ve sıkıntı içinde yaşıyorlarsa, en önemli sebep kendilerinden ve Allah’tan uzak oluşlarıdır.”


“Nasıl madde âleminin kanunları varsa, mânâ âleminin de kanunları vardır. Bu kanunlara riayet etmeyen herkes, zâhiri durumu ne olursa olsun, sonunda hüsrana uğrayacaktır. Ken­dini aşan mânevi değerlerle ilişki kuramayanlar için, günün birinde bunalıma düşmek kaçınılmazdır.”


“İnsan gönlü ışıktan billura benzer. lşıkla dolunca, ışıktan farkedilmez.”


“Bu dünya darılma pazarı değil, dayanma pazarıdır.”


“O senden razı, sen O’ndan razı olarak, dön Rabbine” emrini gerçekleştirebilenlere, insan aklının, kültürünün, gayre­tinin bu en son noktasına ulaşabilenlere ne mutlu...”


“Her sabah, hayata yeniden başlamak... Her gün yepyeni heyecanlar, güzellikler yaşamak... Yunus gibi “Her dem taze doğarız, bizden kim usanası” diyebilmek ne güzel, ne ha­rikulâde bir olay...”


“Kâinatın sırrı insanoğlunun içindedir. Bütün bir âlem in­sanda dürülüp, insanın varlığında gizlenmiştir.”


“Bir tohumu kırk yıl bir kasada saklarsanız ne ifade eder? İş onu toprağa bırakmak, orada büyümesini, çiçeklenmesini müşa­hede etmektir. Öğrendiklerimiz de, ancak günlük hayat içinde uygulanırsa, yaşantı haline dönüşürse bir kıymet ifade eder.”


“Her yerde DOST’u gören için ne yar, ne ağyar vardır.”


“Her nesnede, her oluşta ayrı bir incelik ve güzellik vardır. İş onu görebilmektedir.”


“İnsanın kurtuluşu da bu dünyadadır. Helâk oluşu da... Bu âlemde gönül gözü kör olan, öbür âlemde de kördür.”


“Başkalarını kötüleyen kendini unutur. Her insan önce kendi kusurlarını görmeli, başkalarından önce kendini ıslah etmelidir.”


“Gıybetin asıl zararı insanın dikkâtini kendinden başka tarafa çevirmesidir. Kendi özünden uzaklaşan Allah’tan da uzaklaşır.”


“İçi aşkla dolan, Allah’ta fâni olan insan için ölüm korkusu yoktur.”


“Vücut bir mâbettir. İçinde, sana senden yakın olan vardır.”


“Paraya ve mala aşırı düşkünlük, ahmaklık alâmetidir. Mad­de, bir gaye değil, araçtır. Yalnız maddeyi düşünen, tıpkı su­sadıkça tuz yalayan insanlara benzer. Susuzlukları, sıkıntıları gittikçe artar. Gittikçe kendilerinden uzaklaşırlar.”


“Yunus, “Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı” derken, dünyalar kadar paraya, mülke batmış ama mutluluğu, paylaşmanın güzelliğini, birlikteliğin şiiriyetini bulamamış insan­ların hallerini ne güzel anlatır.”


“İnsanlar arasında sulh ve sükûn, barış ve sevgi, nefsine galebe ile mümkündür.”


“Şeytan, Allah’tan uzaklığın sırrıdır.”


“Her ne ki bizi Allah’tan uzaklaştırıyor, özümüze ve aslımıza yabancılaştırıyor, o zararlıdır. Lisede talebe iken memleketim Ermenek’te tanıdığım Ömer Efendi Hoca’ya sormuştum, “Ho­cam, bana klâsik Batı müziği dinlemek haram diyorlar, siz ne dersiniz?” “Evlâdım,” demişti, “her ne ki seni Allah’a yaklaş­tırıyor, içinde bir ferahlık, bir huzur, bir güzellik hissi uyan­dırıyorsa, o şey senin için hayırlıdır, güzeldir. Her ne ki içinde bir daralma ve sıkıntı hissi bırakıyorsa o şerdir, senin için za­rarlıdır.” ”


“Kâinatı nasıl ısıtan, ışıtan, aydınlatan bir güneş varsa, insanın içinde de, yüreği sımsıcak kavrayan bir sevgi vardır ve sevgi insanın ve kâinatın özüdür. Sevgi her şeydir... İşte çağımızı kurtaracak formül, sevgi, yine sevgi, yine sevgi...”


“Hakir, kısır, cılız, isyanla dolu, bunalımlı, sıkıntılı bir ha­yattan, renk dolu, ışık dolu, aydınlık dolu, sevgi dolu bir hayata geçebilmek... Sonsuz güzelliği, ebedî gerçeği bulabilmek... İşte yaşamın gayesi...”


“Hayat ve yaşamak her gün, her an yeniden keşfedilecek kadar büyük ve muhteşemdir. Varlık binbir sırla doludur. Önemli olan, varlığın dar hendesesinden kurtulmak, kendimizi kâinatla bir hissetmektir.”


“İnsan için en acı şey, kendi hayatında mahpus kalmasıdır. Bu hapishanenin kapısı, sevgi, dostluk ve paylaşma ile açılır. Önemli olan, kendimizi ve başkalarını her an yeniden keşfe­debilmektir.”


“Bakışımızda güneşin sıcaklığı, sesimiz ve sevgimizde su­yun berraklığı ve ışıltısı olmalıdır ki, karşımızdaki insanın ru­hundaki karanlıklar dağılabilsin...”


“İnsan kâinatın en zengin varlığıdır. Her an yeniden var olan ve binbir şekilde tecelli eden sonsuz güzellikler içindeyiz. Günlük hayatın basitlikleri, ezbere yaşamalar bize varlığın ih­tişamını unutturuyor.”


“Bir insan dürüst, sessiz, azla kanaat eden, soğukkanlı, görevine aşkla bağlı, mütevazı ve içi sevgi, şefkat ve yardım duygusuyla dolu olduğu zaman, mânen tekâmül etmiş olur.”


“Ne zaman duygu ve düşüncelere bir düzen, bir âhenk, bir güzellik gelirse, o zaman insanın iç dünyası da huzura kavuşur. Mutsuzlukların asıl kaynağı dışta değil, içtedir.”


“Günlük yaşam ile ilgili olan işler, o kadar hassas, ince, temiz, zarif bir şekilde yapılmalıdır ki, insan vecd içinde, aşkla, heyecanla, estetik hazlar içinde olmalıdır ki, yaptıkları ibadet düzeyine yükselsin.”


“Günün adamı değil, hakikatin adamı olmalıdır. Gün değişir, hakikat değişmez.”


“Sait Faik, “Her şey bir insanı sevmekle başlar” diyor. Önemli olan o sevgiyi büyütüp, yüceltip, yeryüzündeki bir kum tanesinden, gökyüzündeki Samanyolu’na kadar bütün kâinatı kucaklayabilmektir... Her gün, herkese, her şeye, her yere yep­yeni bir gözle bakabilmektir.”


“Her saniye bize sonsuz armağanlar sunuyor. Ne olur nefsin hapishanesinden çıkalım. Bu armağanları şükranla karşılayalım. Doya doya içelim bu pınardan, içimiz arınsın, temizlensin, yü­celsin...”


“Kur’an-ı Kerim okunurken, o anda o âyetler bize indiri­liyormuş gibi dinlemeliyiz.”


“Allah’a giden en kısa yol, insana hizmetten geçer.”


“Sensiz bir âleme ulaştın mı hiç?”


“Eğer Allah’ın sizi sevmesini istiyorsanız, siz her şeyi se­viniz.”


“Aşk kimdeyse, yücelik ondadır.”


“Hayat bir gündür, o da bugün.”


                       Hacı Ahmet Kayhan Hazretleri


“Öyle insanlar vardır ki, çalışırlarken, işlerini yaparlarken, mesleklerini icra ederlerken güzelleşirler, ulvîleşirler, bir gül yaprağının üstündeki yağmur tanesi gibi olurlar. İşte onlar, mükemmellik duygusuna sahip insanlardır. Her iş önemlidir. Her meslek kutsaldır. İş, o yüceliği görebilmekte, o işin gerektirdiği ciddiyet, vakar, asâlet, edep ve incelikle gereken önemi gös­terebilmektedir. Önemli olan ne yaptığımız değil, nasıl yaptığı­mızdır.”


“Hapishane bu çağda insanların kendi içindedir. Oradan kurtulmayı bilmek gerekir. Çağımızın en acı, en trajik durumu, insanın kendini ve evreni bomboş hissetmesidir.”


“Hayatta insanın başına ne gelirse, hep ne yapacağını bilmemekten gelir. Yaşamına bir anlam verememekten, gide­ceği, yürüyeceği yolu bilmemekten gelir.”


“Âlem nimetlerle dolu bir bağ olsa, fare ve yılan yine toprak yer. Tahtanın içindeki kurt, “Kimin böyle güzel helvası var?” der. Ne olur şu dar, şu sınırlı çerçevelerden, önyargılardan kurtu­labilsek... Yaşama, doğaya daha özgür, daha bağımsız baka­bilsek... Boşuna mı demiş koca Yunus “Seni deli eden şey yine sendedir sende” diye.”


“Yaşamak, farkında olmak demektir. Yağmur da kayanın üzerinden akar gider. İş, toprak gibi onları özümleyebilmekte...”


“İlim ilim demektir,


İlim kendin bilmektir


Sen kendini bilmezsin,


Ya nice okumaktır.”


                                                                                                  Yunus Emre


“Her insan kendisinde bütün insanlık ve kâinatın sırlarını taşır. Kendi kendisini tahlil, insanı derin gerçeklere götürür.”


“Hayatın her ânı, her köşesi sonsuz güzellikler, hayret ve ürperti veren nesneler, olaylar ve insanlarla doludur.”


“Deli eder insanı bu dünya


Bu gece, bu yıldızlar, bu koku


Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç…”


                                                                                                                                                                                                                   Orhan Veli Kanık


“Dünya, yeryüzü Allah’ın sayısız güzellikleri ile doludur. Asıl san’atkâr, bu binbir güzelliği en güzel terennüm eden insandır.”


“Bir sırdan geldik, bir sırra gidiyoruz.”


“Yaşamanın hüneri, her yeni günün güzelliğini bulmaktır.”


“Mümin demek, aynaya bakan, aynada sevgilisini gören demektir.”


“Gören göz değil, gönüldür.”


“Edebi terk eden sırra vâkıf olamaz.”


“Kalp sırlarından haberdar olmayan kimsenin sözü, kalpte yer tutmaz.”


“Bugün ekilen tohumlar, yarının çiçekleridir. Her güzellik, Hakk’ın gözle görülen bir aynasıdır. Önemli olan, izâfi güzel­likten, mutlak güzelliğe giden yolu bulmaktır.”


“İnsanların alıp verdiği nefes sayısı kadar Allah’a giden yol vardır.”


“Akıllı insan, her gün, her saat Allah’a yaklaşmak için vesile arar.”


“Bu garip vücudunda mahzun yaşama. Dipdiri, cıvıl cıvıl ol, sevgiliyi gören göz nasıl neşe ile dolarsa, içi içine sığmazsa, sen de öyle ol...”


“ÖI ki diri olasın. Ölmeden önce, gönlünü saran putlardan, nefsin azgınlıklarından kurtul ki, gerçek hayata, ebedî güzelliğe ulaşasın...”


“Kâinatın sırrı muhabbettedir. Muhabbetin zirvesi Hz. Muhammed (A.S)’dır.”


“Aşk yolunda tartışma yoktur. Sadece edep, incelik, efendilik vardır.”


“Bu dünya sahnesinde darılan değil, dayanan kazanır. Çek­tiklerimiz, maruz kaldıklarımız hep bizim iyiliğimiz içindir.”


 


 


“Hak şerleri hayreyler


Zannetme ki gayreyler


Mevlâ görelim neyler


Neylerse güzel eyler…”


Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.


“Mutluluk, sevgi üstün kıymetlerdir. Varlığı aydınlatan güneş, onlardır.”


“Sevgi, insanın bahtıdır.”


“Sabır ne güzel bir anahtardır. Onun açmadığı, açamadığı hiçbir kilit yoktur. En zor açılan kilit gönül kilididir, onu da açar.”


“Şu gökkubbenin altında seni sevecek bir gönül ara. Yok deme, muhakkak vardır. Kalp yarasına cânân sözünden başka ilâç yoktur. Nafile dolaşma. İnsanı insan eden yine insandır.”


“Kalp temizliği, gönül sâfiyeti kitap okumakla kazanılmaz. Bir gönül sahibi ile, bir Allah dostu ile dost ol ki, onda kendini göresin.”


“İmam Gazali’ye sormuşlar, “Ya İmam,” demişler, “Allah’a nasıl vasıl olalım?” Cevap vermiş: “Her geceni Kadir, her gör­düğünü Hızır bil.”


“Biz bu dünyaya şikâyet etmeye, başkalarının noksanlarını araştırmaya gelmedik. Sevmeye geldik, sevilmeye geldik. Aslı­mızı aramaya geldik. Özümüzü bulmaya geldik.”


“İçinde sevgi ve anlayış bulunan bir dünya, tek bir ailedir.”


“Bütün sevgiler hoşgörü ile başlar, büyür, yücelir. Katılığın egemen olduğu gönüllerde ne sevgi vardır, ne saygı... Ne edep vardır, ne incelik.”


“Hoşgörüden uzaklık, kendimize ve davamıza güveneme­diğimizin bir işaretidir.”


“Hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi küçümseme. Kül’e zerreden gidilir. Unutma!”


“Nefis bataklığında yaşadıkça, nefis gönül ülkemizin sultanı olunca, bir gün dahi güzel gün göremeyiz. “Ve bir an yaşıyorum, bütün bir ömre bedel” diyemeyiz. “Seviyoruz, seviliyoruz, gü­zelliğimiz bu yüzden” diyemeyiz. “Sevmek, devam eden en güzel huyum” diyemeyiz.”


“İnsan demek, göz demektir. Görmek aşktır, Yunus “Şu gözümden gören nedir?” diye sorar. Görme yeteneği gören­dedir. Göz sadece bir dürbündür, dürbün görmez.”


“İnsan kalbi başkalarının duygularına ancak kendi tecrü­beleri nispetinde açıktır.”


“Her eser, bir derstir.”


“Dünyanın en zor işi, insanın kendini ve başkalarını çö­zebilmesidir.”


“Ödev, içinde bulunduğumuz ânın bizden istediği şeydir. Ne kadar güçsüz de olsak, yine de yapabileceğimiz bir iyilik mut­laka vardır.”


“Bir iş özenle, itina ile, saygı ve aşk ile yapılırsa, dağ başında bile olsa, insanlar o kimseyi arar, bulurlar.”


“Bizi Hakk’a götürecek yolculukta tek bir adım atmak ne kadar önemlidir. Tren raya girince yol alması çok kolaydır.”


“Bir adım, iyiye, güzele, doğruya doğru atılacak bir adım, hayatımıza renk getirecek, ışık getirecek muhteşem bir yol­culuğun başlangıcı olabilir. İnsan isterse herkesten, her olaydan birçok şey öğrenebilir.”


“Bazen bir insan kalbine aşılanan nezih, temiz, asil duygular, bir milleti kurtarabilir.”


“İnsanlar, dağların zirvelerini, denizlerin dalgalarını, büyük ırmakları ve engin okyanusları görmek için seyahat ediyorlar. Ama ne yazık ki, pek çoğu, en büyük mucize olan kendi var­lıklarını göremeden bu dünyadan göçüyorlar.”


“Her olay, arkasında bir dünya gizler.”


“Görülen şey üzerinde daha derine inip, sonuç çıkarmak her babayiğidin kârı değildir. Bakışlarımız bir röntgen ışını gibi de­rinlere sızmalı, perdeyi aralamalı. Küçük bir şer içinde çok şerler gizlendiği gibi, küçük bir hayır da, çok hayırları gizler.”


“Bir adamı iyilik yaparken görüyorsan, bil ki, yaptığı iyiliğin benzerleri de, o adamda mevcuttur. Eğer bir kötülük işlerken görüyorsan, o adamın, benzer kötülükleri de işlediğini bilme­lisin.”


“Her şey zincirleme birbiriyle ilgilidir. Biri diğerine tohum oluyor, sonra, o tohumlar meyvelerini veriyorlar. Etkiler aralıksız birbirine ekleniyor.”


“Kaleyi fethetmek için küçük bir menfez yeter. Küçük bir çıkar duygusu, küçük bir hesap gelir, hayatın asıl amacı önünde durur, bakışları kör, kulakları sağır eder. Bir tek masum te­bessüm, yerine göre bir kalbi fethe yeter.”


“Bazen bir dikkâtli, hayret dolu, hayranlık dolu bakış, aniden insan fıtratını harekete geçirir. Bir bakış, bir ses tonu, bir zarif hareketle düğüm çözülüverir.”


“İçimizde uyuklayan ve uyanmak için bir temas, bir ses, belki bir kelime bekleyen nice gerçekler vardır. Bunların yanında kafa ile öğrendiğimiz, hafıza yardımı ile saklamaya çalıştığımız bil­giler ne kadar sönük kalır.”


“Bir gece uyumasak; herkes uyuduktan, el ayak çekildikten sonra başımızı kaldırıp gökyüzüne baksak... Aya baksak... Samanyolu’na baksak... Yıldızlara baksak... Hayretle, aşkla, ürpererek baksak ve sonra oturup sessizce ağlasak...”


“Her yere Allah ile git. “Allah’ım dilerse, bu adam bana yardım eder” de. Eğer o kişi işini yapmazsa, ona darılma. Çünkü ona yaptırmayan Allah”tır.”


“Olan, olması gerekendi diye yola çıkmak ne güzeldir.”


“Varolan, yaratılan her zerre, kendi hâl dili ile konuşur. İn­sanda görecek göz, işitecek kulak, hissedecek kalp varsa, her zerre, bizi Hakk’a götürecek bir melek gibidir.”


“Kendine yardım etmeyene Allah da yardım etmez.”


“Tövbe ile arayan, mağfiretle bulur. Dua ile arayan, icâbetle bulur. Sevgi ile arayan, vuslatla bulur.”


“İrfan, Hak yolcularının iç âlemine vâkıf olmak demektir.”


“Doğanın ve evrenin içinde sakladığı giz, yaşamın ve ölü­mün gizi, hep sevenle sevilenin biraraya gelmesinden doğan sonsuz mutluluğun içindedir.”


“Önemli olan haddini bilmektir. Haddini bilecek olursan, her zerre sana hizmet eder. Haddini aşacak olursan, her faydalı şey sana zararlı olur.”


“Allah’a yakın olanın bütün sıkıntısı gider.”


“İnsanların alıp verdiği nefes sayısı kadar, Allah’a giden yol vardır.”


“Huzur, Allah’a yaklaşmakta, sıkıntı ve mutsuzluk Allah’tan uzaklaşmadadır. Hayatı kapkara görüyorsan, bil ki uzaklarda­sın.”


“İlmin anahtarı, edep, tevâzu ve soru sormaktır.”


“Her mükemmeliyetin ardında bir çile vardır.”


“Sevgi, temiz ruhların içinde, çiçeğin üstündeki bir çiğ dam­lası gibidir. O sevgiye ulaşabilmek için, pek çok şeye tahammül etmeyi bilmek lâzımdır. Yusuf’un kuyusunda çile çekmeyenler Mısır’a sultan olamazlar.”


“Zarâfet, insanı karşı konulmaz yapar.”


“Bu âlemde Hakk’ı görmekten yana âmâ olan, öbür âlemde de âmâ olur.”


“Bir kimseye şer olarak bir Müslüman kardeşini küçüm­semesi yeter. Pay edemediğiniz ne?”


“Gerçeği, insanların ölçüsü ile değil, insanları gerçeğin ölçüsü ile tanımak, kini kin ile değil, sevgi ile temizlemek lâzımdır.”


“İnsanların çoğu şükretmenin sadece zannı içinde yaşarlar. Gerçekten şükretmesini bilenler, huzur ve sükûn içindedirler. O, ne güzel bir hâldir.”


“Kâinat çapında bir görevimiz var: Aslımızı bilmek, bulmak ve olmak.”


“Sabır ne güzel bir anahtardır. Onun açmadığı, açamadığı hiçbir kilit yoktur. En zor açılan kilit gönül kilididir, onu da açar.”


“Kalp sırlarından haberdar olmayan kimsenin sözü, kalpte yer tutmaz.”


“Nafile dolaşma. İnsanı insan eden yine insandır. Kalp temizliği, gönül sâfiyeti kitap okumakla kazanılmaz. “Mümin, müminin aynasıdır.” buyruluyor. Zira insan kendi kendini lâyığı ile göremez. Bir gönül sahibi ile, bir Allah dostu ile dost ol ki, onda kendini göresin.”


“Edebi terk eden sırra vâkıf olamaz. Sabırda kal. Sabırla taş yakut olur, her murad hâsıl olur, çirkinler güzel olur. Sabreden bir gün sevdiğine ulaşır. Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden, der...”


“Gönül dünyamız kalaylanmış kap gibi tertemiz, pırıl pırıl olursa, orada nice ziyaretçiler konaklar.”


“Sensiz bir zamanı yaşadın mı hiç?”


“Yaradılışın hikmeti; Yaradan’ı bilmektir.”


“Dünyada en tatlı şey; Allah aşkıyla gözlerin nemlenmesidir.”


“AIgı kapılarını sonuna kadar açabilsek... Sevdiklerimizle bir olurken, evrenle de bir olabilsek. Tek istisna olmadan, yer­yüzündeki bütün insanları, hayvanları, bitkileri, cemâdatı Mu­hammedî bir aşkla kucaklayabilsek, hayatı doruklarda yaşaya­bilsek…”

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

 

Geri Dön

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]