Sayın Hakan Akgül

20.2.2009 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, Cevabın harikulade güzel. Gerçekten biz adam olursak firavunlar Musa olur. Tepki çok önemli. YukarıAyrancıya yeni taşınmıştık. Öğle oldu, ekmek almak için fırına gittim. Saygıyla selam verdim. “Lütfen” dedim, “nar gibi kızarmış, çıtır çıtır bir ekmek rica ediyorum”. Fırıncı beyaza yakın hamur bir ekmeği önüme koydu. Ben ricamı tekrarladım. Fırıncı bir tek kelime ile cevap verdi, kolunu uzattı, parmağıyla “Bu!” dedi. Yani benim vereceğim ekmek bu, alırsan al, almazsan çek git. Hiçbir şey söylemedim. Fırını terkettim. Aradan on yıl geçti. Bir daha o fırının önünden bile geçmedim. Ölünceye kadar geçmem de. Diyeceksin ki geçmezsen geçme. Fırın yine devam ediyor. Orası beni ilgilendirmez. Ben, kişisel tepkimi gösterdim. Bütün mesele burada yavrum. Bir sokağın adı firavun olur, piton olur, azgın olur, arsız olur, çıyan olur ve o sokak halkı tepki göstermezse o sokak halkına yuh olsun. Onlar herşeye müstehaktır. Olay bir noktada şekilleniyor. Tepki göstermek veya göstermemek. İçinden o ismi koyanlara sövmek birşey ifade etmez. Yasal olarak makul ve meşru olan herşey yapılıyorsa o sokak halkı medeni insanlardır. Onlara sadece alkış gerekir. Ama seslerini çıkarmayıp, suratlarını asıp içlerinden küfrediyorlarsa o zaman onlara acınmaz. Sadece daha beter olun denir.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :