Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Bir buket güzellik
Gönderen : Aybike Kırzıoğlu
Tarih : 2/26/2009 10:53:54 PM


Muhterem Sabri Babacığım,


Müsaadenizle rahmetli Rana Annemizin "Günlüğünden"adlı eserinden seçmeler sunuyorum:


Yeşil,sarı ve beyaz papatya birbiri ile ne güzel uyuşmuş... İnsana sanki yeşil ve mavi birbirine uymazmış gibi geliyor... Halbuki yemyeşil ağaç dalları arasında hiç gökyüzüne baktınız mı? Ondaki güzelliği ve huzuru hiçbir yerde bulamazsınız... En büyük ressam Allah! Bütün güzellikleri yeryüzüne nakşetmiş...


Papatyalarıma baktığım zaman, ben de ahenk hissini uyandırdılar... Sarı bir başın etrafında mumtazaman sıralanan ince, zarif yapraklar ne güzel bir ahenk teşkil ediyorlar... O yapraklardan bir tanesini koparacak olursanız, o ahenk ve güzellik hemen kayboluverir.. Demek ki insanda güzellik hissinin uyanabilmesi için o şeyin hiç noksansız olması ve her parçasının bir ahenk teşkil eder şekilde yerli yerinde bulunması lazım...


Münir Bey bir insanın çok güzel gözleri, ağzı da olsa, burnu yoksa o insana güzel diyebilir misiniz diyor...


Bu hayat ne kadar huzur verici imiş... Şimdi kalbim günlük güneşlik... Onda eskiden olan karabulutlardan hiç eser kalmadı... Allah arzu edenlerin kalbine böyle güneş doğursun...Amin!


Korku hepimizi zaman zaman saran bir his... Acaba insan neden korkar,korkunun sebebi nedir? İnsan bilmediği bir şey, akibeti meçhul olan bir hadise karşısında korkuya kapılır...Demek ki korkmamak için yaptığımız işin sonun düşünerek yapmamız lazım... Bir de insan iyi görmediği bir şeyden korkar...O zaman da,korktuğu şeye dikkatle bakması,onun ne olduğunun  anlaması lazım...O zaman muhakkak korkunun boş olduğunu anlayacaktır...


İnsan her işi bilerek,düşünerek yapacak olursa onun için hayatta korkulacak bir şey yok demektir... Akibeti meçhul olan bir şeyden korkmaya da bence lüzum yok... Çünkü insan Allah'ın istediği yolda hareket edecek olursa, muhakkak sonunda sevinçle karşılaşır...


Yazı yazmak da herhalde bir nevi tiryakiliktir... İnsan yazı yazmak sureti ile adeta kendisiyle hasbihal ediyor... İnsanın kendi kendisi ile konuşması çok güzel bir şey... Hani insanlar konuşa konuşa birbirleri ile tanışır derler ya... İşte insan yazı yazarak da kendisi ile tanışıyor... Bu sayede kendi içinde neler saklı olduğunu anlıyor... Hem yine bu sayede saklı olan şeyler de meydana çıkıyor... İnsan yazı yazarken fikirler adeta bir musluktan akarmış gibi insanın beynine doluyor... İş onları hemen yazı haline getirebilmekte...


Beden etten, kemikten, sinirden müteşekkil,bizatihi böyle şeyin uyuyacağını aklım  kabul etmiyor... Herhalde beden dinleniyor demek daha doğru olur... Zaten Münir Bey bir konuşmasında "Uyku diye bir şey yok! Bunu sonradan insanlar icat etti "demişti... Demek ki uyku diye bir şey olmadığına göre bedenin ve ruhun dinlenmesine biz uyku diyoruz... Buna göre ruhunu ve bedenini yormayan inasanlar için uykuya da ihtiyaç yok demektir...Bana öyle geliyorki,ruhumuzu çok fazla yormazsak, daima dinç tutarsak, bedenin yorgunluğunu ruh alıyor...İnsan yorgunluk dolayaısıyla da uyku ihtiyacını hissetmiyor...İş, o dengeyi bulabilmekte...


Efendim Allah'ın izniyle annemizin kitabını okudukça gül bahçesinden çok güzel demetler sunmaya çalışacağım... Sizi çok seviyorum... Her zaman dualarımızdasınız... Hürmetler...


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Bir buket güzellik Yazan Aybike Kırzıoğlu
Cvp: Bir buket güzellik Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]