Sayın Hülya Hanım,

22.9.2006 tarihli mailinizi aldım. Kıymetli yavrum, kısa mailinde birçok önemli noktalara değinmişsin. Bir kere o işi reddettiğin için seni yürekten kutlarım. Bankaların işportacı gibi sokak ortasına tezgah kurup gelip geçene nerdeyse zorla kart vermeleri aklın havsalanın, izanın, idrakin, insanlığın, uygarlığın anlayacağı bir şey değil. Bu bana çok çirkin, çok adi, çok bayağı bir tezgah gibi görünüyor ve bu kart işini sokağa tezgah açan bankalar bu hale getirdiler. Orada ekmek parası için onurunu ayaklar altına alan yavrularımız beni son derece üzüyor, bazen ağlatıyor. Bu kart işi ilk çıktığı zaman kart verilecek kimse hakkında günlerce araştırma, soruşturma yapılırdı. Acaba nasıl bir kimsedir, ödeme kabiliyeti var mıdır, bankadan ekstre geldiği zaman bunu zamanında günü gününe ödeyebilecek mi? Şimdi bazı bankalar ne yazık ki bu güzel başlangıca ihanet ettiler. Nerdeyse insanın boğazına basarak kart verecekler. Acaba senin kart verdiğin insan bir dolandırıcı mı, bir sahtekar mı, ne biliyorsun? Sonuç ne oluyor, bu manyakça verilen kartlar yüzünden insanlar mutsuz oluyor, yuvalar yıkılıyor, intiharlar oluyor. Değerli yavrum, bu pis işi , bu iğrenç işi elinin tersiyle reddettiğin için seni tekrar kutluyorum. İnşallah ablanla beraber çalışıp muvaffak olursun. Yeni işinde başarılı olacağına inanıyorum. Çünkü yöneticilik sana en yakışan mesleklerden biri. Senin kültürel donanımın, ruhsal yapın, melek huyun bu işe çok müsait, hayırlı olsun. Kuru fasulyaya gelince ne kadar özlediğimi bilemezsin. İnan rüyalarıma giriyor. Allah beraber yemeği de nasib eder inşallah. Sana sevgi dolu, ışık dolu, renk dolu güzel günler diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :