Bir dostum, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi.
Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu
bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile.
Bu adam, bu halde nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl
olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep..
Yanında çalışanlardan biri, o gün kötü bir günündeyse,
hemen yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı.
Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni…Bir gün ona; Anlayamıyorum, dedim.. Nasıl olur da, her zaman,
her koşulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun…
Nasıl başarıyorsun bunu?
Bana dedi ki;
Her sabah kalktığımda kendi kendime bugün iki
seçimin var: Günün ya iyi olacak, ya kötü, derim.
Günümün iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda gene iki
seçimim var: Kurban olmak, ya da ders almak.
Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim.
Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde, gene iki seçimim var; Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını
göstermek. Ben hayatın olumlu yanlarını seçerim.
Yok yahu, diye protesto ettim. Bu kadar kolaymı yani?
Evet.. Kolay, dedi... Hayat seçimlerden ibarettir.
Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıl
davranacağını seçersin. Sen insanların senin tavrından nasıl
etkileneceklerini seçersin. Sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin...
Sözleri beni oldukça etkiledi. Onu, uzun yıllar
görmedim. Ama, hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmek
yerine, seçim yapmayı tercih ettiğimde hep onu hatırladım.
Yıllar sonra, başına çok tatsız bir şey geldi. Soygun
için gelen hırsızlar, paniğe kapılıp, vucudunu delik deşik etmişler.Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış.Taburcu edildiğinde, kurşunların bazıları hala vücudundaymış.
Ben onu, olaydan altı ay sonra gördüm.
Nasılsın? diye sorduğumda, Bomba gibiyim, dedi
Bomba gibi ? Olay sırasında neler hissettin? dedim.
Yerde yatarken, iki seçimim var, diye düşündüm..
Ya yaşamayı seçecektim, ya ölümü.. Ben yaşamayı seçtim.
Korkmadın mı, şuurunu kaybetmedin mi ?
Ambülansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı.
Bana hep iyileşeceksin merak etme, dediler.
Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla
sürerlerken, doktorların ve hemşirelerin yüzündeki
ifadeyi görünce ilk defa korktum.Bu gözler
bana; Bu adam ölmüş diyordu. Bir şeyler yapmazsam,
biraz sonra ölü bir adam olacaktım gerçekten..
Ne yaptın? diye merakla sordum..
Bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak;herhangi bir şeye alerjim olup olmadığımı sordu..
Evet, diye yanıt verdim.. Var.. Doktorlar ve hemşireler
merakla sustular.. Derin bir nefes alarak kendimi
toparladım ve bağırdım: Benim kurşunlara alerjim var !..
Doktorlar ve hemşireler gülmeye başladılar.
Onlara,beni bir canlı gibi ameliyat edin.Otopsi yapar gibi değil,dedim.
Sonunda dostum, sadece doktorların büyük ustalıkları
sayesinde değil, kendi olumlu tavrının büyük
katkısı ile yaşadı. Yaşaması bana yeni ders oldu.
Hergün, hayatta olumlu ve güzel olanı seçme şansımız
ve hakkımız olduğunu ondan öğrendim..
Ve her şeyin kendi seçimimize bağlı olduğunu...
Bu yazıyı okudunuz. Şimdi iki seçiminiz var:
Unutup gitmek.
Hayata olumlu bakmanın sizin seçiminiz olduğuna karar vermek...
Sevgilerle