Sayın “Gönül Bağı”,

20.3.2009 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, kendim için dua ettiğim zaman buna yedi milyar insanı da katarım. Kendim için iyilikler, güzellikler dilediğim zaman bunu yeryüzündeki bütün insanlar için de isterim. Sitemiz ve telefonum her an yedi milyar insanın ıstırabına açıktır. Buraya kadar iyi güzel, ama müsaade edin ben de kendi dünyamı yaşıyayım. Dokuzuncu senfoniyi dinlediğim zaman, bundan sonsuz bir zevk aldığım zaman, arabesk müziği sevenler buna tükürürüm böyle müziğin içine diyorlarsa ben bulaşık yıkarken, bir bardağı durularken titriyor, ürperiyorken, Allah’ın elini tutuyor gibi oluyorken birileri çıkıp “Yahu bu adam ne biçim konuşuyor, deli midir, manyak mıdır diyorsa bundan bana ne? Herkes kendi hayatını yaşayacak. Bir gülün güzelliği karşısında ben sessizce ağlarken birileri bana kıs kıs gülüyorsa onunla münakaşa mı edeyim? Yapacağım şey sadece onun için hayır dua etmek..

Kıymetli yavrum, yedi milyar insandan yedi milyar tecelli gelecek. Yunus diyor ki

“Bu dünya dopdolu kalleş, her birinden bir ses gelir

Hak’kı gerçek sevenlere cümle alem kardeş gelir”

Değerli yavrum, lütfen Yunus’un bu dörtlüğünü tekrar tekrar oku ve anlamaya, bir şeyler hissetmeye çalış. Tabiatta bir eşek arısı var, bazı çiçekleri dolaşıyor, zehir topluyor, kovanını öyle dolduruyor. Bal araısı, bunu görüyor, biliyor ama diyor, benim vazifem başka. O da çiçek çiçek dolaşıyor, onların en güzel özlerini topluyor. Şifa olsun diye kovanına dolduruyor. Ama bizim bazı namussuz, şerefsiz, alçak kardeşlerimiz sırf daha çok kazanmak için o mübarek hayvanın önüne şekerli su koyarak Allah’la aramıza giriyorlar. Allah’ın o güzelim şifasından, o müstesna güzelliğinden bizleri mahrum ediyorlar. İnşallah bu kazandıkları haram para onlara zehir olsun. Hayat böyle yavrum. Birtakım gazeteler, bir takım televizyonlar ins anımızı küçültmek, aşağılamak, güzelliklerden mahrum etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Televizyonlarda artık gördüklerimiz hep it kılıklı, ne idüğü belirsiz, hep rezil, kepaze insanlar. Bir beyefendi, bir hanımefendi görmeye  hasretiz. Yarabbi, nereye gidiyoruz? Bir güzel konuşma dinleyebilsek, bir güzel söz işitebilsek, buna hasretiz.

Değerli yavrum, ben, Türkiye’nin en kültürlü insanıyım. En güzel konuşan insanıyım. Ama bütün televizyon kanalları bana kapanıyor. Hiçbir kanaldan on para istemiyorum. Geliş, gidiş vasıta bile istemiyorum. Kendi emekli maaşımdan ayırdığım üç kuruşla bütün bunları yapmaya hazırım. Ama o kanallar bana kapalı. Çünkü ben dürüst bir insanım, temiz bir insanım. Yunus’un, Mevlana’nın yolunda yürüyen bir insanım. “Yunus bir haber verir, işidenler şad olur” sözünün en güzel takipçisiyim. Belçika’dan gelen, göbeğini ve kıçını göstermekten başka hiçbir marifeti olmayan birine TRT bütün kanallarını açarken ve ona milyarlarca lira para verirken ben garibanı bir kere bile çağırmaya tenezzül etmiyor. Hayat bu yavrum. Ben bütün bunlara rağmen Allah şahittir ki kimseye dargın, kırgın, küskün değilim. Her gün, her gece yedi milyar insan kardeşim için tek istisna tutmadan dua ediyorum ve hayatım boyunca bana yapılan bütün negatifliklere göğüs geriyor, onları seviyorum. Bir düşün, kainatın gelmiş, geçmiş ve gelecek en büyük insanına, Resulullah Efendimize yapılan zulümleri, kötülükleri, kabalıkları. O ne yaptı, kimseye düşman oldu mu, kimseye kin besledi mi?... Haydi yavrum, biz kendi dünyamızı yaşayalım, kendi güzelliklerimizle baş başa olalım. Ve aynı zamanda tek istisna olmadan bütün insanları sevelim, sayalım. Hayatımız boyunca onlara faydalı olmaya çalışalım. Yunus ne diyor

“Gelin tanış olaım

İşi olay kılalım

Sevelim, sevilelim

Dünya kimseye kalmaz.”

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :