Sayın “İsimsiz”,
20.3.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, sen çok hassas, çok ince ruhlu ve çok iyi bir insansın. O kadar ince ruhlusun ki çevrendeki insanlar seni anlayamıyor. Boşver onları. Gel seninle baba-kız olalım. Söz veriyorum, ben sana sürekli dua edeceğim. Senin için maddi, manevi ne mümkünse onların hepsini yapmaya hazırım. Allah şahidimiz olsun. Yalnız benim de senden bazı ricalarım olacak. Sevgili yavrum, kıymetli yavrum, önce namazına tekrar başla ve onu bırakma. İkinci olarak bütün önyargılarını bir tarafa koy. Onlarla uğaşma. Kurtulacağım diye de kendini zorlama. Bırak onları, otursunlar çaylarını içsinler. Nimet Hanımın getirdiği kurabiyelerden yesinler. Sevgili yavrum, büyük veli Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri diyor ki
“Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler”
Lütfen, bunu günde 100 kere, 1000 kere söyle. Tabi sayarak değil. Yolda giderken, alış-veriş yaparken, evde kahvaltını yaparken, dışları çıkmaya hazırlanırken, salonda oturup televizyon seyrederken, her zaman ve her yerde lütfen söyle. Tabi saymaya gerek yok. Ben rakamlardan pek hoşlanmam. Ama imkan nispetinde çok söyle. Seni sıkan, üzen, inciten ne varsa hepsini bir kenara bırak. Hepsine boşver. Yalnız kalbini güzelliklere aç. Sevdiğin şarkıları söyle, sevdiğin şiirleri oku. Lütfen Gönül Sohbetleri kitaplarımı ve merhum Rana Hanım’ın Günlüğünün tümünü edin. Her gün onlardan bol bol oku. Eğer temin edemezsen sana derhal gönderebilirim. En ufak bir seni üzen, kıran olay olursa derhal bana yaz, derhal telefon et. Seni çok seven bu manevi baban senin için her şeyi yapmaya hazır.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Işık gelince karanlık gider” Yazan "İsimsiz"
Cvp: “Işık gelince karanlık gider” Yazan Sabri Tandoğan