Sayın Can,
27.3.2009 tarihli mailinizi aldım.
Sevgili yavrum, yaşama sevinci ağaçlardaki özsu, çiçeklerdeki renk, bulutlardaki güzellik gibi temiz, saf, rafine bir duygudur. İnsan onunla içtiği suyun güzelliğini, yediği ekmeğin güzelliğini duyar. Hayat, bir ihtişam kazanır. Sokakta yürürken bir tanıdığına selam vermek, bir vitrinde güzel bir giysi görmek, bir kitabın sayfalarını heyecanla çevirmek, güzel pişirilmiş bir çorbanın lezzetini duyabilmek, suda kaynatılmış bir yumurtayı sabahleyin kahvaltıda yerken çıldırtıcı bir haz duyabilmek hep yaşama sevinciyledir. İnançsız insanlarda yaşama sevinci olmaz. Onlar güzellikler karşısında duyarsız, sevgiler karşısında taş gibi katıdırlar. İnanan insan ister bir sarayda otursun, ister bir gecekonduda her zaman için güzel bir yaşama sevinci içindedir. Emekli olmuş, köşesine çekilmiş bir öğretmenle bir gazeteci ropörtaj yapıyor. “Efendim,” diyor, “sizin emekli maaşınızdan başka bir geliriniz yok, herhalde çok bunalıyor, çok daralıyorsunuz”. Emekli öğretmen gülüyor, “Yanılıyorsunuz kardeşim” diyor, çok mutluyum, çok huzurluyum. Mutlu olmam için kapımın önündeki ağaç ve Türkçenin güzelliği bana yetiyor.”
Bu ropörtajı yıllarca önce okumuştum. Beni çok etkiledi. Unutamadım. Bütün mesele burada yavrum. İnsan inançlı ise ama gerçekten inançlı ise minicik şeyler onu mutlu etmeye yetiyor. İşte insan o zaman “Sevmek devam eden en güzel huyum” diyor. Yunus gibi,
“Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim, sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz”
diyor. Sevgili yavrum inşallah senin de ömrün hep bir yaşama sevinci içinde geçsin. Okuduğun bir mısra, gördüğün bir desen, bir renk, bir dostunun sana gülerek selam vermesi sende ömür boyu sürecek güzellikler uyandırsın. Çünkü güzel, çok güzel, inanılmayacak kadar güzel bir dünyada yaşıyoruz.
Sevgiyle gözlerinden öpüyor, yeni maillerini bekliyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Yaşamak ne güzel şey Yazan Can
Cvp: Yaşamak ne güzel şey Yazan Sabri Tandoğan