Selamün Aleyküm
Hakim-i Tirmizî Hazretleri rahmetullahi aleyh;
Bir gün,en yeni elbisesini giyip, çikar evden.
Cuma namazina gidecektir.
Birkaç talebesi de vardir yaninda.
Az sonra bir sokaga girerler.
O sokakta kötü huylu bir kadin vardir.
Bir evin ikinci katinda oturmaktadir.
Kadinin bu büyük zâta kini ve düsmanligi vardir.
Arkasindan konusur. Giybetini yapar.
Kötülük yapmak için firsat kollar.
Ve o gün, görür Onu pencereden.Iste firsat düsmüstür.
Az önce çamasir yikamis,pis sular legende birikmistir.
Kaçirmaz firsati.
Büyük Velî,tam alttan geçerken,
kapar legeni, devirir birden.
Bastan asagi islanir mübarek zat.
Ama hiç kizmaz.
Hatta basini kaldirip,bunu kim yapti diye bakmaz bile.
Aksine kendini suçlar.
Talebeleri;
Hocam lütfen izin verin, Suna haddini bildirelim! derler.
Hayir olmaz! Bu is ondan gelmedi ki, buyurur.
Kimden geldi hocam?
Rabbimizden geldi.
O dilemeseydi, o kadin bize bunu yapamazdi,der. Ve ilave eder:
Mutlaka bir günah islemisim ki bu musibet geldi bana.
Size gelen her iyilik Allah’tandir. Basiniza gelen her kötülük ise nefsinizdendir." (Nisa 79)
Basiniza gelen musibetler kendi ellerinizle kazandiklariniz yüzündendir. Bununla beraber Allah yine de çogunu affeder. (Sura 30)
Selam ve dua ile
Gönül eri