Sayın Ayla Belen,
31.3.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, şükürler olsun sizden bir ses, bir nefes alabilmek ne güzel bir olay. Allah’a sonsuz şükürler olsun. Cahit Sıtkı Tarancı bir şiirinde
“Vuslatla sona erdi bu çile”
diyor. Yazdığınız olayın karşısında hayret ve şaşkınlıkla titrememek mümkün mü? Hayatta neler oluyor. Farkında bile değiliz. Farkında olduklarımızın karşısında da o uydurma içgüdü kelimesini kullanarak kendimizi ne güzel aldatıyoruz. Peki içgüdü ne? İşte materyalist ağalar buna cevap veremiyorlar, apışıp kalıyorlar. Aman dikkatli olalım. Çevremize hayretle, ürpertiyle bakalım. “Ne yana bakarsan bak, Allah’ın vechi oradadır.” Ayet-i Kerimesi karşısında kendimizden geçmemek mümkün mü? Tasavvufta en yüce makam, “hayret” makamıdır. Yunus,
“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır.”
der. Millet’in, Sabah Duası tablosu beni yirmi yıldır ürpertiyor. Hergün ona bakıyorum, içim güzellikle, aşkla doluyor. Ve, “Sevmek, devam eden en güzel huyum.” diyorum. “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” diyorum.
Hepinize selamlar, sevgiler, saygılar.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Sevmek, devam eden en güzel huyum” Yazan Ayla Belen
Cvp: “Sevmek, devam eden en güzel huyum” Yazan Sabri Tandoğan