Sayın “İsimsiz”,

5.4.2009 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, kusura bakma, haatı hiç anlamamışsın. Herkes nice fakülte birincisi, pırlanta gibi çocuklar iş diye çırpınıyor. Ben bir genç gördüm, üniversitenin fizik bölümünü birincilikle bitirmiş. Bir fırında hamallık yapıyor. Sen bir iş bulmuşsun. Çevrendeki insanlar sahtekar diye ekmeğini tepmek istiyorsun.. A güzel yavrum, her yer sahtekar dolu. Biz, inançlarını, geleneklerini, örf adetini dinini hatta yediği yemekleri tepmiş bir toplumuz. Bu insanlardan ne bekliyorsun? Niye bekliyorsun? Sana ne onlardan? Yeni gideceğin yerde herkes melek gibi mi? Ne olur bu çocuksu hayalleri bırakalım. Daha 12. asırda Yunus

“Bu dünya dopdolu kalleş

Herbirinden bir ses gelir”

diyordu.

Kıymetli yavrum, çevrenle ilgilenme, kimseden birşey bekleme. Kimseden birey isteme. Sabahleyin kimi görürsen “günaydın” de. Akşam kimi görüsen iyi akşamlar de. O sersrilere bu kadarı yeter. Sen önündeki işine bak. Onu en İyi yapmaya çalış. Kendi dünyanı kur.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :