TEŞEKKÜRLER ÜMİT IŞIĞI 7 Nisan 2009 tarihi itibariyle hayat damarlarımın üzerine oturmuş ve göstermelik tüm gücüyle basmaya çalışan binlerce düzenbaz, laçka, karabasan fikirlerin yozlaşmış insanların ve artık bayalaşmaya yüz tutmuş, ucuz ve sahte renklerinden kendini aynada göremeyen şuursuzlardan beni kurtarmaya çalışan bir ele sahip oldum.. Bir zift çukurundaydım... 27 yılın yaradanı sorgulama safahati, yapılmış edilmiş en kötü işler bugün gözlerimden akmak isteselerde, bir inci tanesine ''senin zift çukurunda ne işin var'' sorusuna cevap verememesi gibi dondurdum gözyaşlarımı.. hergün aldığınız binlerce mail, yüzlerce telefon araması arasında BU DÜNYADA NEDEN YAŞANIR SORUSUNUN cevabı siz değerli büyüğüm ve yanınızdaki değerli iki insan..o kadar farklısınızki. Daha ilk görüşümde üçünüzünde elini sıkmaya direnişim, size uzak kalışım sizlerin bu dünyaya başka yerden gelip oturtulduğunuzu sanmamdandır. Ya da ellerinizi kirletmek istememişimdir kimbilir. Kendini bulamamış, şükrü öğrenememiş, sinirini kontrol edemeyen, Tanrı'nın verdiği makül mizaca sığınıp ardındaki kötülük mürekkebini önündeki yıllara sıçramaya hazırlanan ben; Gördüm ki umudumu kaybetmemeliymişim... Şunu çok iyi biliyorum ki içinde mücevher barındıranlar dışarıdan değersiz kirli bir taş gibi görünüyorsa o taşı kırmak için yardıma ihtiyaç duyuyordur. O yardım gelenek dek hakarete maruz kalacaktır.

Sayın Sabri Tandoğan Bey'le tanışma fırsatı buldum. Bugün eline çekici almadı taşımı kırmak için. Bunu erteledi. Lakin tozumun silindiğini tüm ruhumla hissetim.. Şahsına ve Kendisi kadar değerli olan gönüldaşlarına tüm benliğimle şükranlarımı sunuyorum. Yazımın yayınlanmasında sakınca yoktur. Zatıaliniz bilsinler ki sizle tanışmamış olmak daha büyük sakınca olurdu... ŞAMİL

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :