Sayın Nesibe Özbilgin,
13.4.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, bunun birtek izahı var. Sitenin Türkiye’de ve dünyada bir eşi olmadığının farkına varamamak. Bunun da sebebi kültürsüzlük, görgüsüzlük, ilkellik ve cehalet. İkinci sebebi tembellik, miskinlik, uyuşukluk. Hep herşeyi başkalarından beklemek. Nazım Hikmet bir şiiirinde
Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa”
diyordu.
Arılar çiçek çiçek dolaşıp kovanlarına bal getirmezse o petekler nasıl dolar? Karıncalar yuvalarına mütemadiyen koşturup gıda maddesi getirmezlerse o yuva nasıl devam eder? Yani bu tembel insanlar uzaydan, gezegenlerden mail geleceğini mi sanıyorlar?
Bu siteyi okuyan herkesin içinde bugün bu siteye ben neler götürebilirim, neler verebilirim, yaşadığım o günkü hayat tecrübelerini kimlerle paylaşabilirim diye içinde bir heyecan olması lazım. Ama bizler o kadar bencil, o kadar egoistiz ki kendi kör nefsimizin tatmininden başka hiçbir şey düşünmüyoruz. Rahmetli babannem, böyleleri için: “Yavrum, derdi, o alma ağacının dibinde doğmuş. Onlar hep alacaklar. Hep alacaklar. Ama hiçbir şey vermeyecekler.” Öyle ya onların herbiri ayrı bir firavun. Herkes onların kulu kölesi. Herkes onların paşa gönlünü eğlendirmeye memur. İnsanda yüz olmalı, haya olmalı, edep olmalı. Hergün yemek yediğin sofraya ne olur sen de koltuğunda bir ekmekle gel. Bunu düşünmeyenler egoizmin bataklığına düşmüş kimselerdir.
Evet, Ahmet Bey siz yazmazsanız, evet Ayşe Hanım siz yazmazsanız bu site de kapanır. Kaç kere yazdım. Yetmiş beş yaşındayım. Hastalıklarım, ıstıraplarım bazan beni canmdan bezdiriyor. Ama bu yaşımda yedi milyar insana faydalı olmak için gece demiyor, gündüz demiyor, uyku demiyor, istirahat demiyor günü gününe gelen maillere cevap veriyorum. Sitemizin ne siyasetle, ne ticaretle, ne menfaatle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Sadece Allah rızası için canımı dişime takmış hizmet etmeye çalışıyorum. Ama birtakım cicibeyler, cici hanımlar kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Doğrusu onların hepsine kırgınım. Lafa gelince mangalda kül bırakmıyorlar. Ama iki satır mail yazmaya gelince bu barbi bebekler üşeniyorlar. Ne diyelim? İngilizlerin bir atasözü var: “Kendisine faydası olmayana Allah da yardım etmez.” diye.
İçinde yaşadığımız hayatta hergün öyle ilginç olaylar oluyor ki otobüste, dolmuşta, çarşıda pazarda, öyle ilginç durumlarla karşılaşıyoruz ki, öyle değişik sözler işitiyoruz ki bunaların herbiri ayrı bir mail konusu olabilir. Ama bütün mesele o hassasiyeti, o inceliği gösterip bunu mail haline getirebilmekte. Bu küçük, bu önemsiz diye düşünmek ne kadar yanlış. Bazı kimseler de işlerinin yoğun olduğunu, zamanları bulunmadığını söylüyorlar. Vallahi billahi yalan söylüyorlar. Oturup televizyondaki o adi, o iğrenç dizileri saatlerce dinlemeye vakit var. Oturup saatlerce dedikodu yapmaya vakit var, pencerenin önüne oturup saatlerce salak salak sağa sola bakmaya vakit var, sosyete pazarlarında dolaşmaya vakit var, ama iki satır mail yazmaya vakit yok.
Oysa biraz hassasiyeti olan, biraz düşünebilen insanlar için bu site ne güzel bir fırsat. Bir nevi düşünme ve yazma egzersizi olmuyor mu? Sadece bu siteye yazmakla bile insan kendindeki birçok gizli kalmış meziyeti açığa çıkarabilir, ortaya koyabilir. Bazı kimsler de diyor ki “Biz bu basit olayı Sabri Bey’e nasıl yazabiliriz?” İşte asıl bu düşünce beni kırıyor, incitiyor. Kaç kere ilan ettik, her düşünce bizim için muhteremdir dedik. İnsanlar, inançlarını da, inançsızlıklarını da rahatça yazabilirler dedik.
Biz, ne yazık ki o kadar tembel bir toplum olmuşuz ki adam yıllarca hanımını yaptığı yemekleri yiyor da eline sağlık, çok teşekkür ederim, Allah senden razı olsun, Allah, bir gününü bin etsin demiyor? Aynı kadınla yıllarca aynı çatı altında yaşıyor da ona seni çok seviyorum, sen ne iyisin, ne güzelsin, ne mükemmelsin demiyor. Uyardığınız zaman da hayvan gibi yüzünüze bakıyor, “beğenmezsem zaten onu almazdım” demek eşşekliğinde bulunuyor.
Değerli yavrum, başka ne diyeyim? Acaba bu ülkeye, bu dünyaya ikinci bir Gönül Sohbetleri sitesi, ikinci bir Sabri Tandoğan gelecek mi?
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az Yazan Nesibe Özbilgin
Cvp: Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az Yazan Sabri Tandoğan