Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Paylaşımlar...
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 9/30/2006 3:10:35 PM


Sayın Çiğdem Seçkin Gürel,


29.9.2006 tarihli mailinizi aldım. Çiğdem hanım, mailinizde son derece önemli olan ama ne yazık ki küçük diye hor görülen, basit, önemsiz görülen bir hususu çok güzel vurgulamışsınız. Allah sizden razı olsun. Efendim, birgün Yüce Peygamberimiz mescidde konuşuyormuş, imkanı olup da hayır işe koşanların, iyilik yapanların sevap kazanacaklarından bahsediyormuş. Orada bulunan bir hanım, ağlamaya başlamış. Sebebi sorulduğunda “Ya Resulullah, ben o kadar fakirim ki kendi çocuklarımın rızkını layıkı vechile temin edemiyorum, nereye kaldı ki başkalarına yardım edeyim. Bu duruma üzüldüm onun için ağlıyorum” demiş. Peygamberimiz “Hayır, hasenat, iyilik yalnız parayla, maddeyle olmaz, yerine göre bir tebessüm, yerine göre güzel bir söz de sadaka yerine geçer” buyurmuşlar. Bu son derece önemli bir konu. Öyle insanlar vardır ki hayatta maddi durumunda bir sıkıntı yoktur, çok geniş imkanları olmasa bile ihtiyaçlarını kimseye muhtaç olmadan rahatça karşılayabilmektedir. Ama yalnızdır, ama moralen güzel söze ihtiyacı vardır. İşte o tür insanlara söylenecek yalnız olmadıklarını hissettirecek bir söz, bir davranış onlara hayat verebilir. Müthiş bir enerji hissedebilirler. Sanırım hemen hepimizin tatlı dile, güler yüze, sıcak bir tebessüme, saygı dolu, incelik dolu, zarif bir davranışa ihtiyacı vardır. Neden bunları birbirimizden esirgiyoruz? Senelerce önceydi. Bir gün çok yaşlı bir hanımı ziyarete gitmiştim, yalnızlığın ona ürküntü verdiği her halinden belli oluyordu. İri rakamlarla telefon numaramı yazdım verdim, dedim ki “Ne zaman ihtiyacınız olursa, gece gündüz demeden bu numaraya telefon edin, hiç çekinmeyin, Allah’ın izniyle hemen bir taksiye atlar gelirim”. Bu sözüm onu o kadar mutlu etti ki, nurlu yüzüne öyle bir güzel ifade yayıldı ki onu kelimelerle ifade edemem. Hayat böyle, hepimiz zaman zaman bir yalnızlık duyuyor, onun girdabında boğulur gibi oluyoruz. Büyük veli Yahya Efendi Hazretleri her sabah evden çıkarken cebine bolca badem şekeri koyar, onu yolda gördüğü çocuklara dağıtırmış. Yaşlı, çocuk demeden, kadın erkek, zengin fakir demeden insanları mutlu etmek ne güzeldir. Ne olur dolmuştan inerken, taksiden inerken şöföre teşekkür etsek, iyi dileklerde bulunsak, ne kaybederiz? Alış veriş ettiğimiz kasapla, bakkalla, manavla, ekmekçiyle bir hoş, bir güzel şekilde efendice, medenice vedalaşsak inanın bu bizi de çok mutlu eder. Bir Viyanalı psikolog bir insan diyor günde yüz kere teşekkür edebilirse o insan ömür boyu ruh hastalığına yakalanmaz. Biliyorsunuz insan kelimesi üns kökünden geliyor. Ünsiyet, yaklaşmak, birarada bulunmak, birlikteliğin güzelliğini yaşamak demek. Biz de buna dikkat etsek; insanlarla ünsiyet halinde olmaya. İnsanları sevmeyen kimseler zamanla deruni güzelliklerini de kaybediyorlar.  Şair Gülten Akın bir şiirinde


“Ah kimselerin vakti yok, durup ince işleri anlamaya” diyor. Ama işte hayat hep o inceliklerle, o edep, zerafet ve güzellikle bir anlam kazanıyor. Biliyorsunuz Japon dilinde küçük, basit, önemsiz kelimeleri yok. Bir Japon için herşey, ama herşey son derece önemli. Neden biz de öyle olmayalım? Neden biz de sürekli olarak beraber olduğumuz insanlarla bir güzelliği paylaşmayalım? Size sağlık dolu, mutluluk dolu, başarı dolu nice güzel günler diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


 

Sabri Tandoğan


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Paylaşımlar... Yazan Çiğdem Seçkin Gürel
Cvp: Paylaşımlar... Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]