Sayın Eşref Bey,

14.4.2009 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, hayat karşısında genel yargılara varmak bizi çok defa yanıltır. Hani benim çocukluğumda bazı teyzeler vardı mahallemzide. İkide birde “erkek milleti değil mi, boynu altında kalsın” derlerdi. Bu genel yargılar bizi hayatın güzelliklerinden uzaklaştırır. Evet, hayatta kadınların da erkeklerin de adisi, alçağı, rezili var. Ama bir o kadar da asil, temiz, yüce ve büyük olanları var. Önemli olan yerinde konuşabilmek. Düşünün daa önceleri yazmıştım. Sakarya Caddesinde kahvaltılık almaya giderken önümde yürüyen beş altı yaşında iki kız çocuğundan belki hatımın en güzel sözünü işittim: “Dostum beni arasın da acı fındıkla arasın.” Nobel alan hiçbir yazar bu kadar güzel bir söz söyleyemedi. Şimdi bu güzellik bende saklı mı kalsın? Bu muhteşem sözü dostlarıma anlatıyor, sitede site akrabalarına söylüyorum. Çirkinlikleri saklamak, gizlemek ne kadar güzelse güzellikleri de söylemek o kadar muhteşem.

Değerli kardeşim, eğer büyük peygamberler, büyük veliler, büyük yazarlar yüce ruhlu insanlar yaşadıkları güzellikleri söylemeselerdi halimiz nice olurdu? Diyeceksin ki ben onlardan değilim. Bu konuda seninle aynı fikirde değilim. Sen, dünyada herşey var oldu, ondan sonra gönderildin. Bir eksiği tamalamak için, bir güzelliği bütünlemek için gönderildin. Çünkü sen hazreti insan olmaya aday büyük, yüce bir varlıksın.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :