Kıymetli büyüğüm,
Saygılarımı ve sevgilerimi arz ederim;
Ben bir akademisyenim, bir öğretim üyesiyim, bir bölüm başkanıyım. Yaklaşık iki hafta kadar oluyor, odamda var gücümle, tüm şevkimle akademik bir konu üzerinde çalışıyordum. Telefon çaldı; özel kalemi Dekan Bey'in beni odasında beklediğini söylüyordu. Meseleyi az çok tahmin ederek odasına gittim. Odada bir bayan öğretim üyesiyle beni bekliyordu. Bayan öğretim üyesinin bilmem kaçıncı yolluklu-gündelikli görevlendirilme isteğini, makul gerekçeleri anlaşılır bir dille ifade eden bir yazıyla reddetmiştim. Konu, öngördüğüm gibi buydu. Öngördüğüm gibi, devletin parasının bu arsız hanım için sarfı, dolayısıyla yazıyı olumlu şekilde değiştirmem teklif ediliyordu. Defalarca kibar bir dille reddettim, defalarca gerekçeleri yineledim. Nihayet kararlı bir şekilde "Ne bu yazıyı değiştiririm ne de yenisini yazarım!" dedim. Bu son cevabım üzerine dekan asabileşti. Eliyle köpek kovar gibi bir hareket yaparak "Çık lan dışarı!'" dedi. Hatta odadan çıkarken dekanın tam arkamda olduğunu göz ucuyla gördüm. Uzun sözün kısası kelimenin tam manasıyla onur kırıcı biçimde kovuldum. Esas sebep, fikrimce, Dekanın bu hanıma olan zaafıdır. Ertesi gün bir dilekçeyle konuyu Rektörlük makamına taşıdım. Sadece bu olayı değil, dekanın bildiğim diğer usulsüzlüklerini de dile getirdim. Dilekçeme halen yanıt bekliyorum.
Kıymetli büyüğüm, bu noktada size şunları danışmak istiyorum:
1) O gün bu gündür, bir sinir savaşıdır gidiyor. Kesinlikle vicdanen çok rahatım fakat zihnimden bu olayı ve peşisıra gelişen olayları bir türlü uzaklaştıramıyorum. Çalışmam, zamanımı azami verimle kullanmam lazım. Çalışmalarım çok yoğun, zamanım çok dar. Konsantre olamıyorum, bir türlü olmuyor. İnanın iki hafta önceki yarım cümlem öylece duruyor. Olayların üzerine çıkmanın bir yolu olmalı! Buna mecburum.
2) Dekanın, örneğin lojman peşkeşi gibi bir takım ciddi usulsüzlüklerine dair önemli belgeler var elimde. Bunları, örneğin yerel basınla paylaşmam, böylelikle herhangi bir örtpasa mani olmam mümkündür. Böylesi bir stateji içinde olmamda, medeni, efendi bir insan olmaya çalışmak gayesi bakımından, herhangi bir sakınca var mıdır?
Saygıyla ellerinizden öper, Allah'tan gayret ve kuvvetinizin artmasını niyaz ederim.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Köpeğe hoşt demek... Yazan Cevat
Cvp: Köpeğe hoşt demek... Yazan Sabri Tandoğan