Sayın “Bahçıvan”,
15.4.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, iş iştir. Her iş mukaddestir. Belediye tuvaletinin temizleyiciliği bile olsa kabul et, işe gir. Gönlüne göre iş bulamazsın yavrum. O kendi kendini kandırmak olur.
Elinden geldiği kadar İslamı yaşamaya çalış. Her gün Hadis-i Şerif oku. Sabri Tandoğan’ın “Gönül Sohbetleri” kitaplarını oku. Göreceksin herşey düzelecek. Hayatta hiçbir insan yoktur ki en azından bir yönüyle bizden üstün olmasın. Bu şartlar altında kime kibir yapacağız? Biz neyiz ki hava basalım. Bizler yanlız, gariban, boynu bükük insanlarız. Bizler Ruhi Su’nun türküsünü söyleyerek yaşayacağız:
“Ne gelirse Hak’tandır
Şinanay yavrum, şinanay”
Birinci mısrada dikkat edersek tam bir Hakka teslimiyet var. İkinci mısrada ise bu teslimiyetten doğan neş’e, canlılık, hayatiyet. Bir gün bir toplulukta bana kısaca tasavvufu anlatın dediler. Ben de Ruhi Su’nun türküsünü söyledim. Yorumunu yaptım, dinleyenler hayran oldular. Kimse dediler, tasavvufu bu kadar kısa, bu kadar özlü anlatamadı:
“Ne gelirse Hak’tandır
Şinanay yavrum, şinanay”
Selam,sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Ne gelirse Hak’tandır, şinanay yavrum, şinanay” Yazan "Bahçıvan"
Cvp: “Ne gelirse Hak’tandır, şinanay yavrum, şinanay” Yazan Sabri Tandoğan