Kıymetli Büyüğüm, en derin saygı ve sevgilerimle ellerinizden öpüyorum. Son on gündür Elazığ’da idim. Samimi bir arkadaşımın daveti üzerine, biraz da ders çalışıp kitap okumak amacıyla mukabele ettim. Dönüşüme 2 gün kala sonsuz lütufların bir başkasına muhatap oldum. Son yazımda sizden Tefsir önerisinde bulunmanızı rica etmiştim. Füyuzat’ı önermiştiniz. Yakın zamanda İstanbul’a gidişim olursa Sahaflar’a bizzat gider alırım ya da gidemezsem telefon açarak kargo ile göndermelerini rica ederim diye düşünüyordum. Elazığ’dan dönmeme iki gün kala Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle bir kitap fuarı açıldı. Otuza yakın kitapevi stand açtı. Bir ara umutsuz bir bakışla tabelalara göz gezdirdim Füyuzat’ı bulabilir miyim diye. Nitekim çok yaygın değil Şemseddin Yeşil Hz.lerinin kitapları. Bir de ne göreyim, yakınımdaki bir tabelada “Şemseddin Yeşil Kütüphanesi” yazıyordu. Çok sevindim. Hemen selam verip Füyuzat’ı sordum. Çok şükür aldım. Hem de çok uygun bir fiyata. Bu arada oradaki güzel insanlarla tanışma fırsatım da oldu. Regaip isimli genç arkadaş ve Hüseyin Bey ile tanışmak nasip oldu. Verilebilecek en güzel hediye düşüncesiyle çok sayıda “Binbir Hadis” kitabından aldım. Konuşma ilerledikçe kitabı sizin tavsiye ettiğinizi söyledim. Hüseyin Bey tanıdı sizi. Hatta pasta göndermiş olduğunuzdan bahsetti yanlış anlamadıysam. Hüseyin Bey’i de, Regaip’i de, çok sevdim ilk defa karşılaşıyor olmamıza rağmen. Allah iyi insanlardan razı olsun. Bu arada belirtmek istediğim bir şey daha vardı, Sayın Cevat Bey’in davranışı, gözlerimi yaşarttı. Allah kendisinden razı olsun. Zihin açıklığı versin. Çalışmalarını en güzel şekilde sürdürebilmeyi nasip etsin. Eğer bu yazıyı okursa bilsin ki Mardin’de de bir kardeşi var. Allah razı olsun.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :