Sayın Murat Bey,

30.9.2006 tarihli mailinizi aldım. Ya ben iyi anlatamadım, ya siz iyi anlayamadınız. Benim Peygamberime hakaret eden bir insan kim olursa olsun dünyanın en adi, en alçak, en şerefsiz, en namussuz insanıdır. Onun papa olması durumu değiştirmez. Yaptığı korkunç, çirkin hakarete özür de dilemedi. Allah onun belasını versin. Adamın suratına bakın, kiralık katil gibi. Hiç öyle din adamı olur mu? Lanetlik bir ifadesi var. Murat Bey, Peygamberlik çok ulvi çok yüce bir müessesedir. Hiçbir şeyle mukayese edilemez. Biz Müslüman olarak Hazret-i İsa’ya ve O’nun muhterem, çok değerli pırlanta annesine sevgi gösteriyoruz, saygı gösteriyoruz. Ama bu hayvandan daha aşağı olan yaratıklar bizim peygamberimize dil uzatıyorlar.

Karikatürlerle, yazılarla, konuşmalarla O’nun mübarek ruhunu incitiyorlar. Bir kimse Hazret-i İsa’ya, O’nun annesine dil uzatsa, ben onun ağzını, burnunu kırarım. Ne Hazret-i İsa’ya, ne Hazreti Musa’ya, ne de diğer Peygamberlere dil uzattırmam. Canımı veririm yine onlara söz söyletmem. Ama birtakım mahlukat bu incelikten mahrum. Acaba o papa denilen küstah, önyargılarını bıraksa, objektif olarak, tarafsız olarak Kuran-Kerim-i okusa, Hadisleri okusa Peygamberimizin sünnetini incelese sadece ama sadece Peygamberi sever, saygı duyar, hayran olur, aşık olur. Kuran-ı Kerim’ i, Hadis-i Şerifleri harf harf inceleyelim, ne göreceğiz, sadece sevgi, saygı, edep, incelik, zerafet, estetik, güzellik, şefkat, yardım, efendilik, yaşama sevinci, mutluluk ve insanlık Ama o kör olası taassup yok mu? O babadan dededen gelen kahrolası kinler, nefretler, intikamlar, öc alma duyguları olmasa onlar da huzura, sükuna kavuşacaklar. Lütfen o papa denilen adamın resmini alın inceleyin, ona bir psikolog gözüyle bakın sadece bütün hücreleri kinle, nefretle, intikam hisleriyle dolan bir ruh hastasının görüntüleriyle karşılaşacaksınız. Boşuna o yüzde bir edeb, bir saygı, bir sevgi çizgisi aramayın, bulamazsınız. Eğer bu papa denilen adamda en ufak bir insanlık, efendilik, uygarlık kırıntısı olsaydı ben ona da sevgi, saygı duyar, hayır dua ederdim. Ama adam Türkiye’ye sadece melanet için geliyor. Olay çıkartmak, Türk Milletine kötülük yapmak için geliyor. Peygamberimizin bir Hadisi var “Kibirliye kibirle muamele etmek sadakadır” buyuruyor. Gayet tabi kötü niyetli bir insanı, içi sadece pislikle, kötülükle, nefretle, intikam hissiyle dolan bir insanı biz nasıl sevebiliriz, başkaları nasıl sevebilir? Ben niye üzülüyorum biliyor musunuz? Makamı için hala bu iğrenç adama saygı gösteren, sevgi gösteren o zavallı, inanan, temiz insanlara…Geçen gün televizyonda gördüm papanın sarayı önünde toplanan bir gurup insan. Ne kadar nezih, temiz ifadeleri var. O yaldızlar içinde, o süs çalım içinde, o adamın ne kadar katran ruhlu olduğunu göremiyorlar. Ne diyeyim Allah selamet versin.

Biz Hazret-i İsa’yı seviyoruz, O’nun mübarek annesini seviyoruz, Onların yolunda giden samimi dindar Hristiyan kardeşlerimizi seviyoruz, onların iyiliği için dua ediyoruz ama o adamı sevmiyor, ondan sadece nefret ediyoruz. Çünkü o adam sadece içi zift gibi olmuş, kainatın en büyük, en güzel, en yüce insanına dil uzatan bir yaratık.

Murat Bey, lütfen önyargıları bırakın. İslamı, Resulullah Efendimiz’i anlamaya, öğrenmeye çalışın. O gelmiş, geçmiş ve gelecek insanların en büyüğü idi, en güzeli idi, en yücesi idi. O sade müslümanların değil bütün kainatın, bütün mevcudatın Sevgili Peygamberiydi. O ışığın rengin, güzelliğin, aşkın Peygamberiydi. Tahrif edilmeyen ilk İncilde Hazreti İsa bir gün gelecek İslam Peygamberi gelecek, Benim yarım bıraktığımı O tamamlayacak diyordu. Yüce Peygamberimiz de her zaman Hazret-i İsa’dan sevgiyle, saygıyla bahsetti ve Kardeşim İsa dedi. Biz Müslümanlar her zaman diğer dinden olanlar için ve onların Peygamberleri için sevgi duyduk, saygı duyduk. Ama ne yazık ki karşı taraftan eşit muamele göremedik. Papa önyargılarından kurtulsaydı da tamamen objektif olarak Peygamberimizin hayatını okusaydı titrer, ürperir, içi en temiz, en nezih, en güzel duygularla dolardı.

Söyleyeceklerim bu kadar, inşallah artık tereddütleriniz kalmamıştır. Allah feyzinizi artırsın, yardımcınız olsun, bütün doğru iyi ve güzel duygular, düşünceler sizinle beraber olsun. Papanın özür dileyeceği yere beni anlamadınız diyerek ikinci bir hakarette daha bulunuşunu da sevinçle karşılayan, papa hatasını düzeltti diyen içimizdeki, aramızdaki papalara da Allah akıl fikir versin. İnşallah bir gün onlar da Peygamber sevgisini içlerinde duyarlar, Peygamberi sevmenin, O’na hayran olmanın, O’na aşık olmanın,  O’nu anamızdan, babamızdan, evladımızdan, torunumuzdan ve herşeyden daha çok sevmenin güzelliğini yaşarlar. Selam sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :