Değerli Hocam, Sevgili Gönül Dostları,

Şükürler olsun ki güzel bir Cuma gününde daha yine hep beraberiz. Hepinizi sevgi ve saygıyla kucaklar; hergün bir adım daha Rabbimize yaklaşarak, günlerimizi bir bayram coşkusu içerisinde yaşamamızı Rabbimizden niyaz ederim.

Sevgili Hocam,

Her ne kadar Ankara'mızda kötü bir yapılanma olsa da şehrimizde ağaçlık alanların pek çok şehre nazaran daha fazla olması beni sevindiriyor. Özellikle sabahları, Atatürk Orman Çiftliği'nin içinden geçerek İstanbul Yoluna çıkarken, öyle güzellikler görüyoruz ki bakmaya doyum olmuyor. İnsan o güzellikleri bol bol içine çekmek istiyor.

Karlı bir kış günü, yapraksız kalan ağaç dalları beni öylesine etkilemişti ki o kuru ağaç dalları gözüme şükür için kaldırılmış kollar, açılmış avuçlar gibi göründü. O gün bugündür de kuru ağaç dallarına hep bu gözle bakarım. Bir de salkım söğüt vardır; bilirsiniz dalları toprağa doğru olan; o da topraktan geldik toprağa gideceğiz der gibidir.

Şimdi baharla beraber kuru dallar tomurcuklandı. Kimisi pembeler giyindi, kimisi beyazlar. Gelinlik kızlar gibi süslendiler. Yakında şefkat dolu dallarında meyveler sunacaklar, bizleri gölgelerinde serinletecekler. Ağaçları, bu şefkatli yönleriyle de analara benzetiyorum.

Bu yıl dikkatimi çeken bir şey daha var ki o da şefkat, sevgi ve şükür dolu ağaç dallarında ne kadar da çok kuş yuvası var. Büyük bir titizlikle inşa edilmiş kuş yuvaları. Kuş yuvalarının yapımını araştırdığınız da o da insanı hayrete düşürüyor. Kuşların yuva yaparken kullandıkları malzemeler büyük farklılıklar gösteriyor. Bildiğimiz üzere, çimler ve dallar kuşların en çok kullandıkları malzemeler. Güney Amerika'nın fırıncı kuşu yuva yaparken çamur kullanırken, Güneydoğu Asya'nın kırlangıçları ise kendi salyalarından oluşturdukları maddelerle yuvalarının temelini oluşturuyorlar. Kimisi yuva yapımında örümcek ağlarından faydalanırken, kimisi de yaprakları yanyana getirip ağızlarına aldıkları bir ağaç parçası ile onları dikiyorlar. Kuş cinslerinin ihtiyaçlarına göre hepsinin yuva yapım metodu farklı. Allah hepsinin ihtiyacına göre ilmini öğretmiş. Onlar da büyük bir titizlik ve ustalıkla yuvalarını yapıyorlar.  

Tekrar ağaçlara dönecek olursak; onlar, sadece Allah'a, insanlara değil; kuşlara da sevgiyle açmışlar kollarını, "Gelin kollarıma gelin", diyorlar. Hiç bir karşılık beklemeden sevgiyle kollarını hepimize açıyorlar.

Dilerim Rabbim yeşil alanlarımızı, ağaçlarımızı korusun; bizlere de onları çoğaltma ve koruma bilinci versin inşallah.

Değerli Hocam,

Hepinizi sevgiyle kucaklıyor, gül ellerinizden öpüyorum. Sevgiler, saygılar.

Gül Uçar

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :