Sayın Murat Bey,
2.10.2006 tarihli mailinizi aldım. Kıymetli yavrum, keşke sizinle daha önce tanışsaydık. Yıllarca boş yere üzülmüşsün, acı duymuş, ıstırap çekmişin. Oysa hakikat bambaşka. Zaten bu pekçoğumuzun düştüğü bir hata çukuru oluyor. Olaylara objektif olarak bakamadığımız, önyargılarımızdan kurtulamadığımız, realiteyi net ve doğru olarak algılayamadığımız için boş yere ıstırap çekiyoruz, üzülüyor, kahroluyoruz. Yavrum, Anadolu’da bir söz vardır, meyveli ağaca taş atarlar diye. Sen hiç bir akasya ağacının taşlandığını gördün mü? Sen hiç aptal, salak, gerizekalı, zavallı bir insanın aleyhinde tuzaklar gördün mü? Bir çok insanın olanca hırslarıyla ona hücum ettiğini gördün mü. Gayet tabi şeytan da nerede senin gibi asil, temiz, soylu, yüce ruhlu, pırlanta insan varsa ona gidecek, onu ayartmaya, yoldan çıkartmaya çalışacak. Bunda şaşılacak ne var? Bu iş şeytanın asli görevi. Rahmetli babaannem “Kış kışlığını, puşt puşt puştluğunu yapar” derdi. Pek tabidir ki senin gibi nur dolu, ışık dolu, güzel bir insanı ayartmak için de şeytan şeytanlığını yapacak, elinden geleni ardına koymayacak.
Şunu iyi bil ki yavrum, bu durum sade senin için değil yeryüzünün kadın erkek en yüce en asil en temiz insanları için de bahis konusu. Yunus bir şiirinde “Nice canavarlar gezer, donunda dervişlerin” der. Şeytan sade sana değil, bütün güzel insanlara da musallat olur. Çünkü onun görevi bu. O görevini yapmaya çalışacak, biz de ona hitaben “Bak şeytan diyeceğiz, sen vazifeni yapıyorsun ama biz de Allah’a, O’nun Yüce Resulüne dayanaraktan sana karşı koyacağız. Sen bizi alt edemeyeceksin. Biz bir imtihan içinde olduğumuzu biliyoruz” diyeceğiz. Olay bu yavrum. Sen iftihar edilecek, saygı duyulacak, hayranlık duyulacak, pırıl pırıl bir insansın, bundan sonra yürüyeceğin yol tertemiz, pırıl pırıl pırıl olacak. Allah feyzini artırsın yavrum. Başarılar diliyorum. Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :