Saygıdeğer Büyüğüm
Nurlu ellerinizden hürmetle öpüyorum.Allah'tan size sağlıklı , bereketli, hayırlı ,uzun ömürler niyaz ediyorum. İzniniz olursa sohbetlerinizden bir bölüm sunuyorum. Hayra vesile olması dileğiyle...
Gönül Sohbetleri (Mart 2009)
" Biz hayatın hem güzelliğine hem de derinliğine ancak sükut ile varabiliriz. Sükut en derin, en anlamlı ve en güzel bir duruş şeklidir. Bugün Nuraydın Hanımı herkes seviyor beğeniyor. Çünkü sessizlik, sükunet onda bir şiir güzelliğine ulaşıyor.
Sükutun, şiirle aynı çizgide olduğunu ben merhum Rana Hanım'da gördüm. Rana Hanımın öyle edepli, öyle mütevazı, öyle sessiz bir duruşu vardı ki,bütün sözler onun yanında anlamını, güzelliğini kaybederdi."
"Güzel sanatlar, insan ruhunu sertlikten, kabalıktan, hoyratlıktan kurtarır.Ona daha yumuşak, daha insancıl bir hava kazandırır. Bence güzel sanatların en büyük rolü, insan ruhunu dine ve tasavvufa hazırlamasıdır. Prof. Carl Ebert'in zamanında Ankara'da tiyatro,vöyle asilleşmiş,vöyle ihtişamlı bir çizgiye çıkmıştı ki...vBazen tiyatrodan geldiğim zaman kendimi arınmış,vtemizlenmiş,vyücelmiş hissederdim.Ve içimden hep ibadet etmek ihtiyacını duyardım. Ahmet Muhip Dranas'ın "Gölgeler" piyesinden bazı cümleler hala hatırımdadır. Lise 2 de idim bu piyesi seyrettiğim zaman...
"Ne kadar olmaz şeylerle cebelleşiyoruz...Ya Rabbim..! Şu küçük, küçük kavgaların, didişmelerin ne manası var.Mühim olan içimizin bizi alıp götürdüğü dünya. Hayatla karşı karşıya yapayalnız kaldığımız an mühim. Koşup koşupta, vapuru,treni kaçırdığımız an mühim...
Eski Yunan klasiklerinden Sofokles'in "Kral Oidipus" piyesine 5 kere gitmiştim.
"Kimsenin sonunu görmeden mutludur demeyiniz" Bu muhteşem cümle ile sona eriyordu piyes.
Bu piyesler, insanı insana öğreten, hayatı,varoluşun manasını öğreten piyeslerdi....
SABRİ TANDOĞAN
Efendim sonsuz saygılarımla...Hayırlı akşamlar...
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Ölen tiyatromuz için ağıt Yazan "Gönül Dostu"
Cvp: Ölen tiyatromuz için ağıt Yazan Sabri Tandoğan