Işığım, Nurum, Kahramanım, Sevgili hocam,

Bugün yazıma Hz.Ömer in bir hikayesiyle başlamak istedim, Hz Ömer in karşısına bir adam çıkıyor ya Ömer vallahi ben seni çok seviyorum diyor, o da yalan söylüyorsun diyor sen beni sevseydin ben de seni severdim. Bu hikayeden yola çıkarak sözü şuna bağlamak istiyorum, sizin de beni sevdiğinizi ................. hissettiğim her duygunun yarısının öbür tarafta olduğunu da biliyorum. Demek ki can cana muhabbet ette kemikte değil gönülde oluyor, zaman mekan tanımıyor, ünvan tanımıyor, ırk tanımıyor, millet tanımıyor. Muhabbet hasıl olunca, aşk gelince perdeye cümle eksik bitiyor. Tam da burada ŞEMSEDDİN YEŞİL’İN bir kitabından bazı satırları nakletmek istedim diyor ki ,

“GÖNÜL EVİNİ YAĞMAYA VER, O VAKİT KÖRLÜK KALKAR SULTAN-I AŞKI GÖRÜRSÜN.HAK İLE MÜRACAAT SEHERDE TATLIDIR... ZİRA NİHAYETSİZ LÜTUFLARA NAİL OLUR... İHSAN SAHİBİ OLUR İSEN SEVGİ ALTINDA YAŞADIĞINI BİL. BU YOLDA ŞEVK U AŞK ZEVKİ İLE MEST OLAYIM DERSEN BİR VELİNİN MUHABBETİNE SAHİP OL. HAZRET-İ İNSAN İNSANI SEVERSE ALLAH TA ONU SEVER.”

Sizin ...........olduğunuzu biliyorum bu muhabbet tesadüf değil. Bu şarabı yudum yudun içelim bu sarhoşluk yeter yapılacak çok iş var, atölyeme gidip, fırçamla buluşup, bu günün güzelliğini en dorukta yaşamak istiyorum. Sevgiyle, saygıyla, aşkla kalın dostlarım.