Konu : Sayın Elif Kaya Hanım’dan aldığımız sunum
Gönderen :
Elif Kaya
Tarih :
4/23/2009 8:40:08 AM
Çok Kıymetli Sabri Babacığım, 18 Nisan cumartesi günü gittiğimiz Antalya yolculuğumuzdan 20 Nisan Pazartesi sabahı çok şükür döndük. Katıldığımız spor yarışmasının manevi anlamı çok büyüktü bizim için, 8 ay önce ebedi dünyaya uğurladığımız çok sevgili Haşim İlyas adına bir grup arkadaşı bu yarışmaya katılmıştı. Ve içlerinden bir tanesi kendi dalında Türkiye 1.si olarak, 1 ay sonra Sırbistanda yapılacak olan Avrupa Şampiyonasında Türkiye’yi temsil etme hakkı elde etti. Aylar öncesinden Haşim’in resimli t-shirtlerini yaptırmıştık. Ve finalde tüm herkes o tshirtleri giydi. İnanılmaz bir duygu seli yaşandı. Hüzünle mutluluk, buruklukla sevinç iç içeydi. İçimizden dualarımızı yaptık. Allahın rahmeti ve peygamberimizin şefaatini onun üzerine olsun inşallah. Daha sonra fotoğrafları internette açtığımız bir sayfada yayınladık. Ben bir resmin altına sizin inanılmaz güzellikteki ‘Beklenen II’ isimli şiirinizi yazdım. Duygularımı ifade edecek bundan daha güzel kelime ahenki yoktu çünkü .Sanki yıllar evvelinden bugün için yazılmış gibiydi. Allahın rahmeti ve peygamberimizin şefaatini Haşim’in üzerine olsun inşallah. Yolculuk esnasında çok dikkatimi çeken bir olayı sizlerle paylaşmayı bir insan, bir vatandaş ve bir Müslüman olarak görev sayıyorum. İstanbuldan hareket eden Varan Turizm’e ait otobüsümüz ilk molasını Bozüyük civarında Ömürler isimli bir tesiste verdi. (Genelde kendi tesislerinde mola vermeyi ilke edinmiş şirket o güzergahın kapalı olmasından dolayı burayı tercih etmek zorunda kalmıştı.) Salona girer girmez inanılmaz bir kalabalık, gaz odasına girmiş gibi bir sigara bulutu yüzümüze çarptı. E napalım dedik bizde mola süresini bahçede geçiririz. Hem biraz temiz hava alırız hem de gecenin ve gökyüzünün güzelliğini kısa bir sürede olsa yakalırız dedik. Önce bir elimizi yüzümüzü yıkayıp kendimize gelelim daha sonra dışarı çılakım diye düşündük.. Aman Yarabbi ! Lavaboların olduğu bölüme geçmek ne büyük bir hataymış. Gördüğüm manzara karşısında dehşete düştüm. 50-60 kişi aynı anda abdest almaya çalışıyor. Yerler pislik içinde, havada bir pislik kokusu. Hanımların etekleri o leş yerleri süpürüyor. Lavaboların kenarlarından o pis sular yerlere taşmış. Kimin ne yaptığı belli değil. Kimisi ayakkabıların üstüne basmış, kimi takunyalarla dolaşıyor. Lavabolara ayaklarını atmışlar abdest almaya çalışıyorlar. Sonrada ellerini yüzlerini aynı yerde yıkıyorlar. Ortada ne temizlik görevlisi var ne bir düzen ne bir ahenk ne bir edep ne de bir hiza. Erkekler bölümü deseniz ondan iğrenç. Adamlar yarı dizlerine kadar paçaları sıvamış yerlerde sürünüyor. Kimi tuvalete girmek için itiş kakış yapıyor, kimi yine bir abdest alma yarışı içersinde. Rezalet ve pislik diz boyu yani. Can havliyle kendimizi dışarı attık. Nasıl kendimizi dünyaya rezil ettiğimizin, nasıl kendi değerimizi kendimizin düşürdüğünün resmiydi gördüklerimiz. Eğer ben o gece orda bir garimüslim turist olsaydım, herhalde bu manzara karşısında tüm benliğimle Müslümanlıktan nefret ederdim. Bu nasıl bir acı tabloydu Ya Rabbi. Bu cehennemden ayrıldıktan 3 saat sonra otobüsümüz Afyonkarahisarda Varan İşletmesinde durdu. Sabah saat 5 sularıydı. Zerafetin, temizliğin, insana saygının, hizmetin kalitesinin doruk olduğu o muhteşem yerde. Varan Yönetimi buradan tebrik ediyorum ! Öyle bir işletme yapmışlar ki sigara içenlerle içmeyenler ayrı salonlarda dinleniyor. Abdest almak isteyenler için ayrı ve pırıl pırıl yerler yapmışlar. Üst katta tertemiz bir mescit. Her an tuvalet ve abdesthanelerde bir görevli elinde paspas ile bir damla su bile düşse yere silmek için hazır olda bekliyor. Havada mis gibi bir koku. Temizlik kokusu. Ekip güler yüzlü ve zarif. Görevlerini adeta aşk ile yapıyorlar. Allah hepsinden razı olsun. Ülkemizde bu tarz örneklerin artmasını diliyorum. Satırlarıma şimdilik sözü daha fazla uzatmadan son veriyorum. Diğer ayrıntıları ve diğer konuları ilerleyen maillerde sizi ve okuyucuları sıkmadan paylaşmaya devam edeceğim inşallah. Canım Babacığım, ellerinizden hasretle öperken, dualarınızı çöllerde susuz kalmış bir kimsesizin suyu beklediği gibi bekliyorum. En içten hürmetlerimle. Kızınız Elif
|