Efendim, Merhaba!
Bugünlerde, kendisiyle sıkça görüştüğümüz bir büyüğümüz var.. Ülkesiyle Türkiye arasında gidip gelen bir Arap dost.. Türkçe konuşamıyor.. Altmışlı yaşlarda.. Son derece mütedeyyin..
Bugünkü sohbetimizde, İstanbul'da oturduğu sahil semti için kendi dilinde kaleme aldığı şiiri okudu..Gerçekten çok hoş bir şiirdi..
Ama şiirden önce ve merhabadan hemen sonra sohbete hâlimize çok şükretmemiz gerektiğinden bahsederek girdi.. Nedense, "âmâ" örneğini verdi.. Ne zaman bir âmâ görse, kendi gözlerinin kıymetini hatırladığını söyledi ve Cenabı Allah'a bir kere daha şükretti; hamdetti..
İncelik göstermişler; kendi elleriyle hazırladıkları ve termosta taşıdıkları "mırra"dan ikram ettiler ve sohbet devam etti..
Tabii, bu meselenin bir yönü..
Bir başka yönü de, gören gözlerine rağmen kör olan "özürlüler"den olmadığımız için ne kadar şükretmemiz gerektiği...
Memleketimize ve dünyamıza baktığımızda, ziyâdesiyle rast geldiğimiz ve hiçbir göz doktorunun çâre bulamayacağı türden bir körlük çeşidi var ki, Cenâbı Allah bizlerden iki cihanda uzak etsin...
"İki cihanda.." diyoruz, çünkü Kurân âyetleri bunu haber veriyor..
İsra:72- Bu dünyada kör olan, âhirette de kördür. Yolca da daha sapıktır o.
TaHa:124- Kim benim zikrimden/Kur'anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli/dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz.
TaHa:125- O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?"
TaHa:126- Allah, “Evet, öyle. Âyetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun” der.
Asıl "körlük" işte böyle bir şey!
Herkes gibi basını medyayı takip ediyoruz.. Medya bir yönüyle mecra, diğer yönüyle sahne olduğu için görmemezlikten gelinemeyecek kadar çok "körlüğe-körlere" tanık oluyoruz..
Vaktiyle, yıllar boyunca âlemi kör sayarak ve sanarak; "irtica geliyor" yaygaraları için yeterli delile sahip olduklarını söyleyenler, bugün nedense memleketi 53 yıl içten kemirmiş bir melanet ve mefsedetin temizliği için devam eden yargı sürecinde hiç bir delili yeterli görmüyorlar.. Ergecekondu'dan bahsediyoruz.. Memleketin, milletin gündüzünü gece eden bir melanetten bahsediyoruz..
Anlaşılıyor ki, satın alınmış körlükler veya körlüğünü satışa çıkartmış olanlar var.. Bir de hakikaten ebleh olanlar var..
Cenabı Allah, yurdumuz başta her çeşit melanet ve mefsedetten dünyamızı lutfuyla arındırsın.. Hiçbir körlük, bu arınma süreçlerini sulandıramasın, bulandıramasın.. 53 yıl sonra gelen bu temizlik, Rabbimizin emriyle yarım kalmasın ve inşaALLAH tamama ersin.. "Gecekondu" bir devlet ve millet olarak kalmaktan Allah'a sığınırız! Âmin!
Gönülden selam ve saygılarla,
Kardan Adam