Sayın “Haykırış”,

29.4.2009 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, sen bir topluluk önünde konuşurken şunu düşün: O topluluğu meydana getiren kimseler de aynı tedirginlikler içinde. Bu nedenle onların karşısında heyecanlanmak için ortada hiçbir sebep yok ki. Ha bir kişiyle konuşmuşuz, ha bizim gibi olan elli kişiyle, yüz kişiyle konuşmuşuz, ne farkeder? Bizi heyecana götüren yine kendi kafamızdaki önyargılar. Ya bir hata yaparsam, ya beni dinlemezlerse, ya beni beğenmezlerse... Boşver be yavrum, isteyen beğenir, isteyen beğenmez. Hiç oralı olma. Ne diyeceksen güzelce, rahatça söyle. Zaten bir tecrübeden sonra gerisi kendiliğinden gelir. önemli olan inandığımız doğruları Allah rızası için dolandırmadan, Kur’ani bir üslupla anlatmak. Allah, Hz. Musa’yı firavunu Hak’ka davetle görevlendirir. Sonunda Buyurur: “Ya Musa, firavunla konuşurken yumuşak ve tatlı söyle.”

Değerli yavrum, bizim için önemli olan burası. Bırakalım dileyen dilediği gibi düşünsün. Bize ne? Yunus Emre bir şiirinde:

“Seni deli eden şey, yine sendedir sende”

diyor. Önemli olan burası yavrum.

Başarılar diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :