Sayın Merve Hanım,

30.4.2009 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, önce şunu kesin olarak anlamalıyız. Değil sınıfındaki kırk kişi dünyadaki yedi milyar insan da her an bir değişim içinde. Bir gün seni ölesiye seven bir insan ertesi gün kapı kapı dolaşıp seni kötülüyor. Söylemediğin şeyleri söylenmiş, yapmadığın şeyleri yapılmış gibi gösteriyor. Hayat böyle yavrum. Rahmetli hocam Münir Derman Hazretleri “Şimdiki zamanda insanın hakiki dostu Allah’la aynı sayıdadır.” derdi.

Yavrum, herkesle dost olunmaz. Ama herkese merhaba diyeceğiz. Herkesle selamlaşacağız. Ancak çok nadir insanlar çıkacak onlarla dost olabileceğiz. Dostluklar adım adım kurulur. Çok ihtiyatlı gitmek lazım. Ben dostlukların kuruluşunda merdiven metodunu kullanıyorum. Nasıl bir merdivenden basamak basamak çıkarsak dostluklarda da öyle hareket edeceğiz. Bir yerde takıldı mı onu problem yapmayacağız. Ha, diyeceğiz, bu dostluk buraya kadar. Ondan daha fazlasını beklemek haksızlık olur. bundan kastım, kesinlikle dargınlık değil. Bizim kitabımızda, bizim yolumuzda dargınlık yoktur. Küskünlük yoktur. Yunus Emre

“Bu dünya dopdolu kalleş,

Herbirinden bir ses gelir

Hakkı gerçek sevenlere,

Cümle alem kardeş gelir”.”

Yine konuşup görüşeceğiz. Ama o dostluğun bittiği noktadan itibaren ilişkilerimiz ona göre olacak.

Değerli yavrum, bunları problem yapmamak lazım. Hayat böyle. Bir de kimseden birşey beklememek gerek. Biz sadece vermeyi düşüneceğiz. Peygamber Efendimiz “Veren el, alan elden üstündür.” Buyuruyor. Aman dikkatli olalım yavrum, kimseden birşey beklemeyelim. Olaylara sükunetle bakalım. Etrafımızdaki insanların içinde yüzde yüz olgun, kemal sahibi hiçkimse yok. Onları oldukları gibi değerlendirelim. Münir Bey’in sözünü hergün tekrarlayalım:

“Şimdiki zamanda insanın hakiki dostu Allah’la aynı sayıdadır.”

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :