Sayın “Hüsran”,
7.5.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, acaba dünya üzerinde tarihine bzim kadar kayıtsız kalan hatta hor gören hakir gören ikinci bir toplum var mıdır? Doğrusu merak ediyorum. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, o kadar, o kadar büyük bir insan ki bizim onun adını anmamız için abdest almamız lazım. Daha onsekizinci asırda ayı bugünkü bilimsel verilere göre anlatan, ay ile dünya arasındaki mesafeyi aynen söyleyen dünyada ikinci bir insan var mıydı? Ve bu yüceler yücesi insan daha o çağda bir tehlikeye işaret ediyor, eyvah ki eyvah diyordu. Medreselerden müspet ilim kaldırılıyor, cebir geometri , fizik, kimya , astronominin ders olarak gösterilmesine, birtakım aptal, gerizekalı adamlar engel olunuyordu. Daha o zaman felaketi görmüş işaret buyurmuştu. Bu müspet ilimleri manevi ilimlerden ayırış bize öyle pahalıya mal oldu ki asırlar sonra Einstein, buna ne güzel işaret edecekti:
“Dinsiz ilim kör, ilimsiz din topladır.”
Ne yazık ki Erzurum’un içinden çıkan aydınlar veya aydın geçinenler bu büyükler büyüğü insanı görmemekte, anlamamakta ısrar ettiler. Onun eserlerine ve camiine külliyesine karşı ilgisiz kaldılar.
Uzun yıllar önceydi. Geothe’nin evini ziarete gitmiştim. Faust’u yazdığı masanın üzerinde bir mürekkep lekesi vardı. Görevli memura onu işaret ederek “Niye masayı silmediniz?” dedim. Adam hayretle, korkuyla yüüzme baktı ve “Siz çıldırdınız mı?” dedi. “Bu ne biçim söz? O mürekkep lekesi Geothe’nin kaleminden döküldü. Bizim için kutsal bir lekedir. Onlar tarihlerine o kadar saygılı iken bizim ilgisizliğimiz ne kadar acı. ..
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan