Merhaba efendim.  Şu anda, bu defa farklı bir ortamda sizinle birlikte olmanın mutluluğu ve heyecanı içindeyim. Bugün düşüncelerim dünya ve ahıret hayatı üzerinde yoğunlaştı. Bizim dinimiz hem bu dünyaya, hem de ahırete aynı önemi veriyor anladığım kadarıyla. Biri diğerinden daha önemli değil. Yüce Yaradan, bizim bu dünyayı da en güzel şekilde yaşamamızı, nimetlerinden faydalanmamızı emrediyor. Resullullah Efendimizin , "Allah nimetini kulunun sofrasında görmekten memnun olur" Hadis-i Şerifleri de bunun en güzel kanıtı değil mi? Yine Resullullah Efendimizin; "Nefsin senin binek hayvanındır. Ona rıfk ile muamele et." Hadis-i Şerifleri de, yine  bunun en güzel örneği bence. Dünya ve ahiret hayatı arasında denge kurabilmek o kadar önemli ki;  İnsan bunlardan birinin daha fazla önemli olduğunu düşünüp o tarafa ağırlık verince, diğer tarafta dalgalanmalar, mutsuzluklar, çelişkiler başlıyor ve bu da insanı mutsuzluğa ve umutsuzluğa itiyor. Hayatta her konuda olduğu gibi bu konuda da bir senteze ulaşmak gerekiyor. 

Efendim, sizi tanıyıncaya dek,  dünya hayatını da bu kadar güzel yaşayan ikinci bir insanı ne yazık ki görmedim. Size her gün,  ama her gün ağrı ve ızdırap veren pek çok sağlık pobleminiz olmasına ve günlük hayatın sair tüm olumsuzluklarına rağmen, Bizlere "Hayat böyle yaşanırmış..." dedirttiğiniz için sonsuz teşekkürlerimle... Satırlarımı, sizin de çok sevdiğinizi bildiğim bir dörtlük ile son vermek istiyorum:

Söyle sevda içinde türkümüzü

Aç bembeyaz bir yelken

Neden herkes güzel olmaz

Yaşamak, bu kadar güzelken...

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :