Sayın “Akdeniz”,

26.5.2009 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, şu anda sen de söylüyorsun. Birtakım kötüler herşeye hakim olmuşlar. Siyasetten medyaya kadar herşeyi ele geçirmişler. Bu durumda iyilerin kendi iç dünyalarına çekilip, kendi dünyalarını yaşamaktan başka yapacak neleri kalıyor? Nitekim aynı durumu kalbinin asaleti, temizliği ile sen de müşahade ediyorsun. Ama bu böyle gidecek değil. Yarın neler olur bilinmez. Oktay Rıfat, bir tekerlemesinde:

“Ağlama Ahmet, ağlama

Davranma kuşağına ikide bir

Anam avradım olsun Ahmet

Bu kara günlerin sonu gelir”

diyordu. O nedenle yavrum, bizler kendi dünyalarımızda güçlenelim, devleşelim, güzelliği yaşayalım. Ama sözle değil, fiilen, aşkla, inançla yaşayalım. Bir gün bakarız ki herşey tersine dönmüş. Dünyaya sevgi egemen olmuş. Çevrede “Sev kardeşim, elini ver bana” deniliyor. Yüzler gülüyor. Önemli olan bu karanlık devreyi Allah’ın ve Peygamberin izniyle en güzel şekilde atlatabilmek. Küsmek yok, darılmak yok. Sadece kendi dünyamızda tekamül etmek, olgunlaşmak, güzelleşmek ve

“Duyuyor, biliyor, inanıyorum ki

Yaşamak sevgilerle güzel

El ele tutuşup ilan edelim

‘Aşk gelicek cümle eksikler biter’

diyebilmek... İşte yavrum, bu karanlık dönemi böyle geçirelim. Kendi kovanımızda kendi balımızı kendimiz yapalım.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :