Çok Kıymetli Büyüğüm ve Sevgili Gönül Dostları,,
Hepinize huzur ve esenlikler içinde olmanız dilekleriyle Merhaba...
Efendim, bu güzel cuma sabahında siz sayın büyüğümüzün anlam dolu güzel bir yazısıyla güne başlayalım dilerseniz...
Gönülden selam ve sevgilerle..
Çiğdem Seçkin Gürel
NÜANSLAR (3)
Dünya olaylarla doludur. Önemli olan o olaylar karşısında takınılacak tavırlardır. Aradaki farkı sezemeyenler, küçülürler. Olayların da dili vardır. O dili bilmeyenler çok şey kaybederler. Dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden aşar. Hayatımızın her dakikası eşsiz bir mucizedir. Hiç bir zaman yenilenmeyen eşsiz bir mucize. İnsanı Allah’a aşk yaklaştırır. Neyi inleten, ebedi sevgiliye özlemidir. Kalbinizde çözülmemiş her şey için sabırlı olunuz. Bu dünya darılma pazarı değil, dayanma pazarıdır. Kırgınlıklar sizin için önemini kaybedinceye kadar, kırılmaya hazırlanın. Zahir batının, dış için aynasıdır. Hayattan sevgiyi çıkarın, geriye sıfır kalır. İnsan gözden ibarettir. Göz ise dostu gören gözdür. Gerisi posttan ibarettir. Önemli olan bütün insanları dost olarak görebilmektir.
Yol uzun, yük ağırdır. Bu yükle bu yola katlanamazsınız. Yüklerden kurtulunuz. İnsan hayatının anlamı, Allah’a kavuşmakla sonuçlanan bir tekamül yolculuğudur. En büyük zafer, insanın nefsini ıslah etmesi, Müslüman etmesidir. Nefsi öldürmek için yola çıkan kimseler, hep hayal kırıklığına uğradılar. Nefis ölmez. Peygamberimiz, “Nefsiniz sizin binek hayvanınızdır. Ona rıfk ile, yumuşaklıkla muamele ediniz” buyuruyor. Önemli olan nefse karşı da İslami edep ve incelikle yaklaşabilmektir. Nefsimizin de bizim üzerimizde hakkı vardır. Bir zat, “Kırk yıldır nefsim ekşi ayran istedi; vermedim” diyor. Keşke kırk yıl onu sırtında taşıyacağına, bir iki bardak ayran içip meseleyi kapatsaydı. Allah’ın haram etmediğini kendi koyduğumuz suni yasaklarla, kendimize haram edince iş mi yaptığımızı sanıyoruz? Unutmayalım, anahtar bir diş fazla olunca kapıyı açmaz. Herkes bir haram, bir yasak getirirse, bunun sonu neye varır? Bir mutasavvıf ne güzel söylemiş:
“Ne yazık, ne yazık,
herkes çaktı bir kazık…”
Ne olur, biz de o kazığı çakanlardan olmayalım.
Geleceğin bütün çiçekleri, toprağa bugün atacağımız tohumlarda gizlidir. Allah, göklerin ve yerin nurudur. Nefsini bilen, Rabbini bilir. Bir tek kişi, kalbini ve kafasını iyilikler, güzellikler ve mutluluklarla doldurursa, dünyadaki her zerre bundan etkilenir. İnsan, büyük, yüce, sevgiye ve saflığa layık bir varlıktır. Kur’an-ı Kerim’de “İnsana saygı duymayanlar, şeytana mensupturlar.” buyruluyor. Ruhun en çok yokluğunu hissettiği, özlemini duyduğu gıda, sevgidir. Başkalarını sevmek ve dış aleme şefkat beslemek, insanın çok derin, ruhi bir ihtiyacıdır.
Sabri TANDOĞAN
21 Haziran 1998 Pazar
Yeni Mesaj Gazetesi