Muhterem hocam,
Bugün bahçemizdeki ağacı farkettim. Kırmızı ağacı. Yüce Allah'ın yarattıkları içinde bir başka etkilenirim kırmızı yapraklı ağaçlardan. Belki de aşkın rengi kırmızdır derler ya . Alev alev ışıldayan yaprakları Yüce Allah'ı zikrederken " ben aşk makamındayım diyordur" bilinmez.. Doğrusunu Rabbim bilir. Bugün bir farklı cepheden baktım ağaca. Aaa! o da ne yarısı yeşil yapraklarının. Ağacın gövdesinin üzerinde çeyrek kısmı yeşil görünüyor. Uzaktan bakınca kocaman ağacın yarısı kırmızı yarısı yeşil. Allahuekber. Şaşırdım yakınına gittim . Bir de baktım ki aslında iki gövde imişler birbirlerine öyle sarılmışlar ki sanki uzaktan tek gövde görünüyor ama iki ayrı gövde imişler ve iki ayrı tonda. Bir nazar ile başlayan şaşkınlık ardından öğüte dönüştü Elhamdülillah.Ne güzel tüm farklılıklarına rağmen ne hoş bir birliktelik içindeydiler. Aynı şartları sevgi ile paylaşıyorlardı ve de kardeşçe, dostça. Tek gövde gibiydiler ama ikisi de renklerini ( benliklerini) korumuşlardı.Sizden sıklıkla okuduğum Nazım Hikmet dizeleri de geldi şu an aklıma
"yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine " .
Öyle bir ders aldım ki bu farkındalıktan bir haftadır beni üzen düşünce de bu ders sayesinde tekrar Yüce Allah'a bana hakikati gösterdiği için şükre dönüştü. Pervane sineğinin işi de bu zaten... Bir hanım beni fena halde incitmişti. Eski ben olsam ona haddini bildirir ve benden isteği gibi davranırdım. Ama artık ilk anda sabır ve sükünetle davranmanın önemini öğrenmiştim. Sustum dışarı çıktım kendimi başka şeylerle meşgul ettim ve aynı ortama geri döndüm. Akşama kadar da orada kaldım. Hanım hiç oralı değildi yaptığından. Hafta da bir kere karşılaştığım bu hanımın bana söylediği sözü zaman zaman üzülerek hatırladım. Bu hafta karşılaştığımızda da aynıydı.Bir diken. Bugün kırmızı ağaç bana hakikati öğretti. Bu hanım gibi dikenler her zaman ve her yerde olacaklar. Onun tarafından bakarsam ben de ona dikenim. Siz pek çok yazınızda gül örneğini hatırlatırsınız. İnsanların beni incitmelerine artık "eğer onların batmalarına dayanabilirsen belki gül olursun " diye kendime teselli vererek dayanıyorum. Rabbimin ayetlerine bakıyorum Fetih suresi son ayeti tekrar tekrar okuyorum. Çıkıp bahçedeki ağaca bakıyorum yeniden. Bak diyor bana bana bak ..nasılım? ,,Ne güzel geçiniyoruz görüyor musun. Yaşamanın kuralı ben de bak....
Hemen size yazmak istedim. Çünkü bu ağacı görene kadar ruh halim yazı yazmaya çok uygun değildi. Haftaya karşılaştığımızda diken hanıma "selam" diyeceğim. Yaşadıklarımdan şu hususu artık belirledim. Görgülü olmak. İncelikler insanı olmak. Hepsi doğada gizli. Yüce Allah herkese okuyabilmeyi idrak edebilmeyi nasip etsin inşallah. Muhterem hocam,
"Kulağa gelen müzik tekse de onu oluşturan notalar farklıdır"
demiş . Halil Cibran. Bu cümle de anlatılmak istenileni bir de sizden öğrensek. Lütfedermisiniz?
Hürmet ve dualarımla efendim.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hayata tevhidi açıdan bakabilenler ne güzel, ne mutlu insanlardır... Yazan "........"
Cvp: Hayata tevhidi açıdan bakabilenler ne güzel, ne mutlu insanlardır... Yazan Sabri Tandoğan