Sayın “.......”,

31.5.2009 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, gönderdiğin mailini zevkle, heyecanla tekrar tekrar okudum. Ne kadar düşündücü, ne kadar ders verici bir mail. Hayatı, varoluşu ne güzel özetliyor. Önemli olan hayata, insanlara, olaylara tevhidi açıdan bakabilmek. Bugün insanların dünyanın, mutsuz oluşunun bir tek nedeni var: Tevhidden uzak yaşamak. Bizi tevhidden ayıran tek şey kendi nefsimiz, egomuz, benliğimiz. Biz, ben dediğimiz sürece daima mutsuz, huzursuz ve sıkıntılar içinde yaşamaya mahkumuz. Bizi güzelliklerden mahrum eden hep nefsaniyetimiz. Rahmetli Rana ile beraber kırk dört yıl evli kaldık. Hiç şüphe yok ki çağın en güzel evliliğiydi. Kapıdan ilk adımımızı atttığımız zaman bir mukavele yaptık. Dedik ki “Bu evde ne senin dediğin olacak, ne benim dediğim olacak. Yanlız Allah’ın ve Peygamberin dediği olacak. Ve bu mukaveleye son güne kadar riyet ettik. Ve muhteşem bir evlilik ortaya çıktı. Herşey bunun gibi yavrum. Özdemir Asaf 1957 yılında çıkan şiir kitabının ismini “SEN SEN SEN” koymuştu. Bu kitabıyla Özdemir Asaf bütün insanlar bir mesaj veriyordu. Sen demedikçe ne huzur, ne mutluluk olmuyordu. İnsanoğlu ben dedikçe huzursuzluğun en acısını yaşıyordu. Şeytan “ben” dediği için cennetten kovulmuştu...  Allah cümlemizi ben demekten uzak tutsun. Çocukken Ankara radyosunda bir şarkı söylenirdi:

“Bir neş’e yarat hasta gönül, sen de biraz gül”

diye. Mutlu olmak, huzuru içimizde duymak hepimizin hakkı. Neden kendimizi hayatın güzelliklerinden mahrum edelim. Allah ne yarattıysa hepsinin kendine göre, yerine göre bir sebebi, bir hikmeti var. Cenab-ı Hak, boş yere bir zerre dahi yaratmamıştır. Ağaçta olduğu gibi bir tabloda da, güneşin batışında da, doğuşunda da harikulâde güzel bir kompozisyon vardır. Gökkuşağı çeşitli renkleri barındırdığı için seyrine doyum olmayan bir güzelliktedir. Önemli olan  hayata tevhidi açıdan bakabilmek, herşeyi yerli yerinde görebilmektir. Merkez Efendi’nin hikayesini herkes bilir. Allah bizlere de o bakış açısını nasibetsin.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :