Işığım, Nurum, Kahramanım, Sevgili hocam,
Bu gün yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak istedim
Bir arkadaşım “İzmir dışından gelmiş öğrenciler var onlarla ilgilenir misin” dedi ben de seve seve kabul ettim. bugün üç tanesi ziyaretime geldi atölyemde, onlarla konuşurken laf döndü dolaştı paraya geldi, ben de kendi yaşantımdan örnekler verdim, eşimle evlendiğimizde iki yıl Bayındır’ın Zeytinova köyünde yaşadık, çamaşır makinamız bile yoktu elimde yıkadım çamaşırlarımızı aylarca, hayatımın en mutlu günleriydi o günler, İzmir’e taşındık annemlere beş dakikalık mesafede kirada oturuyorduk, tek maaşla geçiniyoruz iki çocuğumuz oldu. kiloyla kumaş alıp kıyafetlerimizi dikiyordum, yün alıp kazaklarımızı örüyordum, boya alıp evimin duvarlarını kendim boyadım, halımı kendim yıkadım, kimseden beş kuruş borç almadan vallahi billahi yıllarımız geçti bu şekilde, bu koşullarda hem kuaförlük okuluna gidip meslek öğrendim, hem resim kurslarına gidip iki meslek öğrendim, Allah a şükür Eşim uzman oldu şimdi rahatız maddi açıdan ama o kadar sabredip hep şükrettik, bir kere bile şikayet etmedim, bunları anlattım gelen kızlarıma, sağlıklı insan bulunduğu koşullara uyum gösteren insandır dedim ben bunu böyle bildim böyle yaşadım doğrusu bu çünkü. umarım anlattıklarım okuyanlarada belki örnek olur diye paylaşıyorum yoksa.............
Ah tatlı hocam konferans sonrası ne güzel bir aile fotoğrafı çekilmişsiniz valla ne yalan söyliyeyim o kare içinde olmayışıma çok hayıflandım ama bir gün bende geleceğim dizinizin dibinde ben oturacağım herkese duyurulur, ona göre dostlar.
Size ve tüm gönüldaşlara kucak dolusu selamlar, O nurlu yüzünüz hep gülsün ,sizi çok seviyorum ...
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Kendine gel, haddini bil” Yazan Aynur Gülşen
Cvp: “Kendine gel, haddini bil” Yazan Sabri Tandoğan