Sayın Çiğdem Seçkin Gürel,
13.10.2006 tarihli mailinizi aldım.
Çiğdem Hanım, öyle bir mail göndermişsiniz ki onu yeryüzündeki bütün insanların hem evlerine hem işyerlerine asmaları gerekiyor. Evet, herşey bir küçücük başlangıçla başlıyor, onun için Hazret-i Ali Efendimiz “İlim bir nokta idi, onu cahiller teksir etti” diyor. Herşey bir küçücük nokta ile başlıyor. Rahmetli Vehbi Koç’a sormuşlar “Efendim demişler siz bu kadar büyük bir servetin sahibi nasıl oldunuz, nasıl Türkiye’nin en zengin insanı haline geldiniz? Vehbi Koç cevap vermiş, “Herşey demiş ilk bir lirayı kazanmakla başladı.” Bir nehir romanın yazılması da önce bir ilk kelimeyle başlıyor. Dünya maraton şampiyonu önce bir adım atarak yarışa katılıyor. Hayatta herşey öyle. Bazan tarihe geçecek büyük dostluklar bir tebessümle başlıyor. Onun için Japon dilinde küçük, basit, önemsiz, sıradan kelimeleri yok; herşey önemli. Bir şehriye çorbası pişirmek, bir pantolonu ütülemek, bir bardağı yıkamak da Nasa üssünden fezaya bir uzay gemisi yollamak kadar önemli. Mesele nedir? İşe edeple, saygıyla, besmeleyle başlayabilmek, arkası kendiliğinden geliyor. Onun için her işimize o aşk, o şevk, o heyecanla başlayalım, sanki bütün kainatın varlığı o işin dürüst, temiz, düzenli yapılmasına bağlıymış gibi hareket edelim. Gönlümüzü temizlemeye başlarken biz de önce kalbimizdeki, dargınlıkları, küskünlükleri kırgınlıkları unutmakla yola koyulalım. Peygamber Efendimiz Mekke’yi aldığı zaman önce Kabe’ye gitti, Kabe’yi içindeki putlardan temizledi. Biz de önce kalbimizdeki, kafamızdaki putları kıralım. Öyle hareket edelim ki bir gün kalbimzde Allah ve Peygamber aşkından başka hiçbirşey kalmasın ve yeryüzündeki insan, hayvan, bitki, eşya ve cemadata o aşkla, o heyecanla bakalım. O aşkla sevelim onları, o aşkla bağrımıza basalım. Fuzuli,
“Aşk imiş her ne var alemde
İlim bir kıyl-ü kal imiş ancak”
diyor. Bunlar hiç de imkansız şeyler değil. Neden biz de Rabia Sultan’ın, Yunus’un, Mevlana’nın izinde olmayalım, neden biz de “seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden” demeyelim? Hayat her an bütün güzelliklerini, bütün imkanlarını herkese vermeye hazır, ama önce talep gerek. Kudsi Hadiste “Kulum bana bir adım yaklaşırsa ben ona on adım giderim buyruluyor. Ama dikkat buyurun ilk adım kuldan gelecek. Çiftci toprağa tohumunu ektiği sürece ondan birşey beklemeye hakkı olacak. Hayatta kim sevilmeden sevilebilmiş, mümkün mü, ben inanmıyorum. Sevgi veren sevgi bulur, bu hayatın kanunu. Bizler de her günü sanki son günümüzmüş gibi kabul edip sevelim, çok sevelim, daha çok sevelim, kuş uçar gibi sevelim, gök gürler gibi sevelim, ta göklere kadar hem Allah’a kadar sevelim. Göreceğiz ki bütün karanlıklar aydınlanacak, bütün engeller ortadan kalkacak, ve bütün mevcudat her zeresiyle bize seslenecek, tebessüm ederek “gel” diyecek, “gel”. “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyecek. Bu imkan tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insanlara açık. Ama ne bekliyoruz, niye biz de bütün varlığımızla aşka ve güzelliğe koşmuyoruz? Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Küçük sandığımız şeyler... Yazan Çiğdem Seçkin Gürel
Cvp: Küçük sandığımız şeyler... Yazan Sabri Tandoğan