Fransızların  yaptığı ,bu akla, izana,insanlığa sığmayan densizliğe gösterdiğiniz tepkiye yürekten katılıyorum.

Bir ülkenin bu kadar küçüleceğini,bu kadar insanlıktan uzaklaşacağını düşünemiyorum. Fakat aklıma ,bir dönem Fransa da mahkemeleri en çok meşgul eden davalar geliyor... Oturak davaları...Odönem Fransızlar,tuvalet, temizlik alışkanlığı edinmemişler... ne evlerinde,ne de saraylarında tuvalet,banyo yok...İhtiyaçlarını gidermek için,oturak kullanırlarmış.Oturak doluncada,camdan aşağı,sokağa dökerlermiş.Yoldan gelen geçenin üzerine dökülürmüş pislikler.Mağdur olanlar da soluğu mahkemede alırmış.O yüzden binlerce oturak davası mahkemeleri meşgul edermiş.Eh diyorum...Kendi insanının üstüne pisliğini döken bir milletin çocukları,şimdide bize pislik atıyor 

Yıkanma alışkanlığı olmayan Fransızlar, üzerlerine sinen kötü kokuları gidermek için,parfüm üretmişler,o yüzden en iyi parfümleri onlar geliştirmiş.Sonrada kendilerini birşey zannediyorlar.Bunların tersi dönmüş.Pislik ,su ve sabunla temizlenir....Parfümle  üstü örtülmez...

Güneş balçıkla sıvanmaz.Biz,gittiği her yere medeniyet,insanlık taşımış bir ecdadın torunlarıyız.Bir zamanlar,bizim bir vilayetimiz  kadar olan Fransa,şimdi ne cesaretle buna cüret ediyor.Bunları da oturup düşünmemiz gerekiyor.Nerede hata yapıyoruz.

Hala AB diye çırpınıyoruz.Hakikatten,adaletten bu kadar uzak,anlamını mahiyetini yitirmiş bir topluluğa girmek için,ne tavizler veriyoruz.

Orhan Pamuk'ta zerre kadar vatan sevgisi varsa,dünya basınına bir beyanat verir.Fransızların yaptığı hatayı yüzlerine haykırır,bu tutumlarını kınar...böylece kendini aklar...Ona rağmen,nobel ödülünü alabilirmi...Görelim. aksi halde ben onun Türk olduğuna inanmıyorum.Satılmıştır...

Efandim,saygı ve sevgilerin en sonsuzu ile...

                             FATMAGÜL

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :