Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 6/19/2009 11:37:51 AM


 





Sevgili Büyüğüm,


Size ve bütün dostlara hayırlarla dolu bir gün dileğiyle merhaba...


 


Efendim, edep, hayata anlam veren, onu değerli ve güzel kılan, olmazsa olmaz bir olgu. Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri


 


“Edep bir tâc imiş nûr-i Hüda’dan


Giy o tâcı, emin ol her beladan”


 


diyerek edebin güzelliğini ne güzel anlatmış. İnşallah biz de bugünden itibaren sizin edep konulu bir dizi yazınızı sunmak istiyoruz...


 


Hayırlara vesile olması niyazıyla sizleri gönülden saygı ve sevgilerle selamlıyor, bütün günlerinizin güzelliklerle dolmasını diliyorum.


 


 


Hoşçakalın...


 


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


İnsan ve Edep (1)


İnsanlar yalnız. Çünkü aralarında köprüler kuracak yerde duvarlar inşa ediyorlar. Karşılaştığımız her insan en azından bir yönüyle bizden üstündür. Ondan bir şey öğrenebiliriz. Büyük insanlar dinlemeyi tekellerine alırlar, küçük insanlar konuşmayı. Sevginin ilk görevi dinlemektir. Aşkla, heyecanla dinlemek. Başkalarına, size nasıl davranılmasını istiyorsanız, öyle davranınız. Hayvanlar sahiplerinden sevgi, saygı, ilgi beklerler. Bulamadıkları zaman mutsuz olurlar. İnsanlar sözü ile değil, fiili ile öğüt verenleri severler. Öğüt verdiğin hususu önce kendin uygula. Bir insanı suçlamadan önce dinleyin. Empati, başkasının dünyasına girebilmek, dünyayı onun gözleriyle görebilmektir. Kendine liderlik yapamayan, başkalarına hiç yapamaz. İyi bir dinleyici, sadece sevilen, popüler bir insan olmakla kalmaz. Aynı zamanda çok şey öğrenir. Etkili iletişimin temeli iyi dinlemektir. Kendinizden başka kimseyle ilgilenmiyorsanız, başkalarını dinleyemezsiniz.


Dinlemek sadece kulakla olmaz. Karşınızdaki kimseyi bütün hücrelerinizle dinleyin. Onun beden dilini gözleyin. Yüz ifadesindeki değişimleri saptayın. Gözlerine bakın. Her şey yalan söyleyebilir ama gözler asla. Bir insanda gören kim, işiten kim anlamaya çalışın. Âmâ peygamber var ama, sağır peygamber yoktur. Söylenenleri ruhen ve bedenen duyun. Dikkatle dinleyin. Dikkatinizi odaklaştırın. Unutmayın, dikkat bir bütündür, bölünemez. Kimsenin sözünü kesmeyin. Bu çok ayıptır. İnsanların düşüncelerine basmak, ayaklarına basmaktan daha büyük bir acı verir. İnsanların söylediklerini büyük bir ilgiyle dinleyerek, onların kendilerini ifade etmelerine imkan verin. İnsanlar kendilerini ifade edemedikleri sürece, mutsuz olurlar, huzursuz olurlar, sinirli olurlar.


Söylenenleri hatırlamaktan çok anlamaya çalışın. Anlam sözcüklerden değil, insanlardandır. Anlama becerimiz ne kadar artarsa, o kadar iyi bir dinleyici oluruz. Konuşurken, dinlerken hemen yargıya varmayın. Bırakın, karşınızdaki tamamen, sonuna kadar, aşkla dinlendiğini bilsin. Asıl amacını anlamaya çalışın. Bu sabrı gösterin. İyi bir dinleyici olmak için hiçbir zaman vakit geç değildir.


Yargılamayın, dinleyin ve anlamaya çalışın. Biz insanları anladığımızı sanıyor, hemen hükmü veriyoruz. Ne kolay iş.


“Anladım, imkansız şey, bir insanın başka bir insanı anlaması…”


 


 


diyor Atila İlhan. Bırakın başka insanları, acaba biz kendimizi tanıyor muyuz, anlıyor muyuz?


 ...


 


  


Sabri TANDOĞAN


YEN MESAJ GAZETESİ


11 Haziran 1998 Perşembe

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]