Sayın “Gönül Yolcusu”,

20.6.2009 tarihli mailinizi aldım.

1-Kıymetli yavrum, çevremizde gördüğümüz her şey çok önemlidir. Bu bir meyve, bir ağaç, bir çiçek, bir fincan, bir kalem, bir çaydanlık, bir sandalye, bir giysi olabilir. Önemli olan o modeli çizgiyle önümüzdeki, deftere, kağıda çizebilmektir. Bu çalışmalar çoğaldıkça desen gücümüz artar. Öyle ressamlar var ki bir ek çizgiyle önündeki modeli aynen, önündeki tuale geçirebiliyor. Sen de en basitlerden başla. Bu bir kibrit kutusu, bir su bardağı olabilir. Onu yavaş yavaş ilerlet. Hiç merak etme bir gün sen de usta bir ressam olabilirsin. Başarılı olacağına inanıyorum.

2-Kıymetli yavrum, Yunus Emre bir şiirinde

“Kadir Mevlam muradıma ermezsem

Hayıf bana, yazık bana, vah bana”

Der.en çalışkan talebe bile imtihana girerken ya yapamazsam diye bir heyecan içindedir. Hayat böyle yavrum. Hangi konuyu ele alırsak bu durumu görürüz. Senin de böyle bir duyguya kapılman çok doğal. Vaktiyle o duyguları ben de yaşadım. Şimdi hiç oralı olmuyorum. “Her oluş kendi içinde bir tanedir.” Diyorum ve bunu hiç mesele yapmıyorum. Önemli olan son nefsimize kadar yaşadığımız sürece daha iyiye, daha güzele, daha mükemmele gitmeye çalışmak. Hepsi bundan ibaret. Biz beş dakika sonrasında bile beş dakika öncesine nispetle daha iyi, daha güzel, daha mükemmel olmak durumundayız. Olaya böyle baktığımız zaman hiç mesele kalmıyor.

Sevgili yavrum, ne demek istediğimi anlıyorsun. Peygamberimiz “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” buyuruyor. Hepsi bundan ibaret.

“Yürü, bu yol şeref, zafer yolu

Karşında bekliyor seni tanyeri

Yürü, atıl, devir karanlığı

Durma yürü, haydi ileri”

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :