Dostum,iki satır karaladık diye fakiri zor sorularla sıkıştırıp durursun. Şimdi de soruyorsun:
-Farkındalık hali nasıl yaşanır?... Hakikati fark etmem için neler yapmalıyım?...
Sorunun cevabı koca bir sistemin okunmasını icap ettiriyor. Tasavvuf; cevap arayanların yaptıkları çalışmaların toplamı. Soruna birkaç cihetten yaklaşmak mümkün. Bir-iki yönden açalım: Farkındalık; farklı olmayı niyete almakla başlar!.. Kalabalıklara uyacak, sıradanlığı kutsayacaksan bu konuya hiç girme, yuvarlanırcasına yaşa gitsin!..
Mekke ulularına baş kaldıran Hz.Muhammed (s.a.v) gibi önce farkını hisset ve gereğini ortaya koy!.. Benlik devletine ve uşaklarına başkaldıracaksın. Şirk egemenliğiyle örtülen Özünü bulmak için! Gönül Kâbendeki putlarını (arzu, istek, heva, alışkanlık) kırmayı niyete alacaksın…Yani zora talip olacaksın!..
Sonra Bütünlüğü-Tamlığı hissedeceksin. Sen ve Ötekiler yok!.. Hayvanat, Nebatat, Cemadat adına ne varsa hepsi bir-bütün. Yeller gibi esen, seller gibi coşan, yağmur olup yağan Yunus var ya, Onun gibi hissedeceksin Evrensel Özle bütünlüğünü…
Dün gece okuduklarım Bütünlük-Tamlık halinin zirvesiydi:
Bayezid-i Bestami (k.s.) bir köye uğrar. Zorbalar bir merkebi kırbaçlamaktadır. Hayvanın ayakları kan revan içinde kalır. Adamlar Bayezid’in yanına geldiklerinde ne görsünler, şalvarından kan sızıyor, hayvanın bacakları nasıl kanıyorsa Onunkiler de öyle!.. Bu ne hal, dediklerinde şöyle cevaplıyor büyük veli:
-Merkebin acısını kendimde duyamazsam nasıl Cem Makamına talip olurum?...
***
Cem Makamına yol çok uzun kardeş. Farklı olmayı hele bir niyete al, bütünlük hissini hele bir kavra, ötesine Allah Kerim!.. Karınca demiş hani, varmak değil yolda yürümek esas!..
Yürüyenlere selam olsun!