Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 6/22/2009 5:11:16 PM


 


Çok Kıymetli Büyüğüm Ve Sevgili Gönül Dostları,


Hepinize güzel bir pazartesi gününden merhaba...


 


Efendim, yeni bir yazınızla daha birlikte olmanın güzelliğiyleyiz yine. Hepinize iyi günler, iyi çalışmalar dilekleriyle...


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


.


İnsan ve Edep (2)


Önemli olan yeryüzündeki bir kum tanesinden, gökyüzündeki samanyoluna kadar, bütün bir kâinatı, Muhammedî bir aşkla kucaklamaktır. Allah’ın yarattığı her şey güzeldir. Evrende fonksiyonu olmayan hiçbir zerre yoktur. Ne ki vardır, yaratılmıştır, bilelim ki bir işleve sahiptir. İş onu bulup çıkarabilmektir. Ne olur itiraz etmeyin. Allah, abesle iştigâl etmez.


Eğer söylediğin güzelliğin şarkısı ise, çölün ortasında tek başına olsan bile, bir dinleyenin muhakkak bulunur. Gözlerini gerçekten açıp bakarsan bütün görüntülerde kendini görürsün. Kulaklarını açıp dinlersen, bütün seslerde kendi sesini duyarsın. Bana kulak ver ki, sana ses verebileyim. Gerçek hükümdar, tahtını dervişin yüreğinde bulandır. Yalnızca yüreklerinde giz taşıyanlar, yüreklerimizin gizlerini okuyabilir.


Herkes, âleme kendi gözlüğü ile bakar. Yunus,


“Hiç kimse bilmez bizi


Biz ne işin içindeyiz”


der ve ilave eder, o müthiş sözünü:


“Seni deli eden şey, yine sendedir sende…”


Bir Allah dostu, “Yanlız bir kere dilim tutuldu: Bir adam bana, “sen kimsin” diye sorduğunda” diyor.


Çok şeye sahip olan değil, Allah rızası için çok veren zengindir. Sevgi, belli bir olgunluğa erişmeden, rastgele, herkesin tadabileceği bir duygu değildir. Sevmek bir sanattır. Yalnız kitap okumakla, fakülteler bitirmekle insana ulaşılmaz. İnsanı adam eden, insanı insana ulaştıran yine insandır. Kimse, tek başına, dağlara çıkıp inzivaya çekilerek, olgunluğa, kemâle varamaz. Çok ilginçtir. Bir rehberin ışığı olmadan, burnunun dikine gidip, melekleşmek isteyenlerin, bazen ne yazık ki hayvanlaştıkları görülüyor. Yalnız akılla insan tekâmül edebilseydi, Cenab-ı Hak, Peygamberlerini, onların vârisleri olan velîlerini göndermezdi. Gerçek şu ki, ilâhî vahyin ışığı olmadan insanlar huzuru, mutluluğu bulamıyorlar. On dokuzuncu asrın büyük zekâsı Nietzche başını tımarhanenin duvarlarına vurarak öldü. O korkunç zekâsı, dev kültürü ona yetmedi. Ateist J. P. Sartre “başkaları cehennemdir” diyerekten, karanlıklar içinde öldü. Çok rica ediyorum. Bir kişi gösterin. Peygamberimizi kabul etmeden, önünde saygı ile eğilmeden, huzuru, mutluluğu, ışığı bulmuş olsun…


İnsanlarda iyi yönler arayın. Mutlaka bulursunuz. İnsan gönlü ışıktan billura benzer. Işıkla dolunca ışıktan fark edilmez.


SABRİ TANDOĞAN


YENİ MESAJ GAZETESİ


13 Haziran 1998 Cumartesi

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]