Sevgili Üstâdım Sabri Bey,
Sayın "Desem ki"nin mesajını ve sizin cevabınızı okuyunca, benim dün okuduğum ve fakat 19 Haziran'da kaleme alınmış-yayınlanmış bir anektotu paylaşmak istedim. Anektot, sayın Haşmet Babaoğlu'na ait.. Gazetedeki köşesinde yazmış..
"Aklıma ister istemez geçen yıl yaşadığım bir olay geldi. Kalabalık bir kafede arkadaşlarımla oturuyordum. Yandaki masalardan birine çoluklu çocuklu bir aile geldi. Günün moda tabiriyle bembeyaz bir Türk aile!
Ailenin reisi beni görünce yerinden kalktı ve güler yüzlü bir yakınlık duygusuyla seslendi: "Tasavvuf var değil mi, hocam,tasavvuf!"
Şaşkınlık ve mahcubiyet bir arada yaktı geçti beni bir anda!Kekeleyerek "Yok" dedim.
Ama güler yüzlü ve her şeyden gayet emin edalı beyefendi sırtımı sıvazladı: "Utanma canım, bizde de var biraz!"
Doğrusu, iyice utandım. Ama kızmadım o beyefendiye. Sadece düşüncelere daldım.
Tasavvuftan ne zaman ve nasıl böyle "bakkaldan aldım, eve bıraktım, sizde yoksa bizde var, ihtiyacınız olursa haberiniz olsun" kıvamında bir şey olarak konuşur olmuştuk?"
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/babaoglu/2009/06/19/tasavvuf_modasi_var_mi
Gönülden selam ve saygılarla,
Kardan Adam
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Tasavvuf, saf ve hayran kalplerin sesidir Yazan "Kardan Adam"
Cvp: Tasavvuf, saf ve hayran kalplerin sesidir Yazan Sabri Tandoğan