Merhaba Efendim, İletime verdiğiniz cevap için teşekkür ederim.

Cevabınızdaki "En Derin Yara" başlığı çok çarpıcıydı. Müsaadenizle toplumun başka bir çok derin yarasına değinmek istiyorum. Bu da erkek kız evlat ayrımcılığı. Erkek çocukların yaptığı her şey mübah, gurur vesilesi. Kızların yaptığı ayıp, günah, ailenin yüz karası. Bu ilkel iğrenç durum daha bebeklikten itibaren başlıyor. Şöyle ki yakın çevremden bazı örnekler verebilirim. Babaanne olan komşumun yedi aylık oğlan torunu var. Kadın çocuğu severken ‘Büyü de boğazıma zincir geçir beni it gibi sürüt. Bilmem nereni boynuma takıp taşımak istiyorum. İlk çapkınlık, hovardalık harçlığını biriktiriyorum’ diye aklınca seviyor. Diğer bir tanıdığım, gelini oğlan değil kız doğurdu diye lohusa kadını kendisi gibi alçak, şerefsiz oğluna dövdürttü. Bir başkası karısı oğlan çocuk doğurana kadar resmi nikah kıymadı. Ancak oğlu olduktan sonra resmen evli oldu. Yine profösör olan bir tanıdığım miras taksiminde kız, oğlan ayrımı yaparak adaletsiz paylaşım yaptı. Maddi olarak geçim sıkıntısı çeken oğlunun kızı var diye onları mahrum etti.

Efendim, maalesef okumuşu da,okumamışı da, dindarıda, dinsizi de hep aynı. Ama sonunda hep genellikle kız evlatlar daha hayırlı oluyor. Görenedir görene, köre nedir köre ne?

Efendim, lütfen toplumun kanayan yarası olan bu yüz karası durumun izahını yapar mısınız. Bu ilkellik değil de nedir? Hürmetle nurlu, mübarek ellerinizden öpüyorum.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :