Sayın Reyhan Kaya,

16.10.2006 tarihli mailinizi aldım. Kıymetli yavrum, göderdiğin mail beni çok mutlu etti. Sağol, varol. Çok ödevin olduğundan bahsediyorsun acaba bunlar üst üste biriken ödevler mi? Aman yavrum, dikkatli olalım, işlerimizi günü gününe değil, saati saatine değil, anı anına yapalım. Şunu lütfen bir kağıda yazıp her gün okuyalım “ bir işin yapılması için en uygun zaman içinde bulunulan andır”. Hiçbirşeyi ertelemeyelim, hiçbirşeyi sonralara, yarınlara bırakmayalım. Hayat, zaman ve intizam kavramları üzerinde kurulmuş. Adam oturuyor yüz yıllık takvim yapıyıotr yüz yıl sonra falan yerde güneş şu saat şu dakikada doğacaktır diyor. Sonra niye yapılacak işi günlerce, haftalarca kafamızda taşıyalım, bize de yazık değil mi? Neden o işin hamallığını yapalım. Bu işi lütfen kesin olarak çözüme ulaştıralım. Eve gelir gelmez elbise değiştrilir, ne kadar yorgun olursak olalım kural budur. Yemek yenir yenmez bulaşık yıkanır. Yemek yerken elbisemize birşey dökülmüşse derhal silinir, temizlenilir. Bu an kavramı kafalara iyice yerleştirilmeli, her iş zamanında yapılmalı. Yüce Peygamber’imiz buyuruyor, “Bir kimseye sevgi, saygı duyduğun zaman bunu hemen söyle, yarına bırakma yarın ikinizden biri için çok geç olabilir. Gülten Akın bir şiirinde

 “Bu hava yalnız bu akşam üstünündür,

  Bu dal bir kere böylesine çıplak

  Bir dost elinizi aynı sıcaklıkla

  Yeniden, yeniden tutmayacak.”

İnsan gece yatağa gitmezden evvel evinin her bölümünü ayrı ayrı kontrol emeli, dağınık birşey varsa toplamalı, kirli birşey varsa yıkamalıdır. Çünkü hiçbirimiz yarın sabaha çıkacağımızı bilemiyoruz. Allah hayırlısını göstersin. Bir borç zaman ödenmeli, bir ziyaret zamanında yapılmalıdır. Vakit geçince o ziyaret olsa bile kıymeti kalmaz. Bazan minicik bir ihmal, bir erteleme, aman canım bugünün yarını da var demek bize çok pahalıya mal olabilir. Pek çok şeyi kaçırmış olabiliriz. Bütün bu sözlerin özeti bir cümlede toplanıyor: “Bir işin yapılması için en uygun zaman içinde bulunulan andır”. Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :