Çok kıymetli büyüğüm,bugün bir sınıf arkadaşımızın vefatı nedeniyle,Kırşehir-Kaman'a gitik, eşimle. Daha önce hiç gitmediğimiz ülkemizin güzel bir köşesiydi.Kaman'ın cevizinin meşhur olduğunu biliyorduk. Ama, yol boyunca her iki taraf Van Gogh 'un ay çiçekleri tablosundan daha muhteşem, ay çiçekleriyle doluydu gözün alabildiği kadar .Yolun sol tarafında da,ay çekirdeği fabrikası vardı.Düşündüm, yol boyunca; zaman zaman zevkle yediğimiz ve çok ucuz aldığımız ay çekirdeklerinin nasıl zahmetle üretilip, işlenip avuçlarımıza geldiğini.Köylümüz, o kocaman tarlaları ekiyor, sonra topluyor, fabrikaya satıyor. Fabrikada işleniyor, paketleniyor. Orada da bir sürü işçi çalışıyor.İnanılmaz bir emek, bir tek ay çiçeğini yemek .Bütün ürünler, muhakkak öyle önümüze geliyor.
Sonra, Ankara'nın yanıbaşındaki bir ilçedeki hekim azlığını farkettik. Yakında, Burcu'nun mecburi hizmet kurası var. Açıkca, ürküyordum gideceğinden. Ben de,uzman doktor olunca eş durumu gözetilmeksizin Elazığ'a res'en tayin edilmiştim. Akşam,Kaman'dan evimize dönünce kızımla konuştuk. Hiç kimse istemezse, kimler ihtiyaç olan yerlere hizmet götürecek. Burcu'nun zaten itirazı yok. Inşallah, hayırlısı olur. Efendim, Siz'i çok özledik. Ailece, hürmetle ellerinizden öpüyoruz. Ayla Belen.