17.10.2006 tarihli Sayın Kezban Yılmazbilek tarafından gönderilen bir mailde YÖK
Başkanı Sayın Prof. Dr. Erdoğan Teziç tarafından iki yıl önce kendisine verilen en büyük
Fransız nişanını, Fransız cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a iade ettiği bildirilmektedir.
Bu nişan Napolyon zamanında ihdas edilmiş olup şimdiye kadar pek az kişiye verilmiştir
ve tarihinde ilk defa iade edilmektedir. Sayın Teziç, iade mektubunda şöyle diyor “Sayın
Cumhurbaşkanı, yapılan açıklamalarda bu önerinin milletvekillerinin girişimi ile gündemde
yer aldığı, hükümetin bunun dışında kaldığı, yer yer tarafınızdan dile getirilmektedir.
Oysa Ekim başında Ermenistan'a gerçekleştirdiğiniz resmi ziyarette 'Türkler'in Ermeni
soykırımı yapmış olduğunu' ifade etmekle bu konunun Fransa'nın bir devlet politikası
olduğu, hukuken bütün açıklığıyla teyit edilmiştir. Ermeni soykırımının inkarını suç sayan
metin, henüz kanunlaşmamış olsa da bu konunun Fransa'nın bir devlet politikası haline
gelmiş olması karşısında sizin tarafınızdan Türkiye'deki Büyükelçiliğiniz aracılığı ile bana
tevdi edilen Fransa'nın en yüksek devlet nişanlarından biri olan 'Commandeur de la
Legion d'Honneur'ü taşıyamayacağım için mektubumla iade ediyorum.”
Bizler vatanını bayrağını canından çok seven insanlar olarak Sayın YÖK Başkanı Prof. Dr.
Erdoğan Teziç’i yürekten alkışlıyor, bu asil hareketinin tarihe geçeceğine bütün kalbimizle
inanıyoruz. Sayın gazeteci Emin Çölaşan’ın da ifade ettiği gibi Türklüğe sövmenin hakaret
etmenin, tarihine tükürmenin prim yaptığı, o kimseyi Nobel armağanı almaya kadar
götürdüğü bir dömnemde Sayın Teziç’in yaptığı bu hareket gözlerimizi yaşarttı, göğsümüzü
gururla kabarttı.
Gerçek vatan sevgisi, bayrak sevgisi, Atatürk sevgisi böyle zamanda belli olur. Doğru
dürüst Türkçesi dahi olmayan bir sokak çocuğuna sadece ama sadece tarihine, geçmişine,
vatanına, bayrağına Atatürk’üne ihanet ettiği için ödüllendirilen insanların arasında Sayın
Teziç’in ismi sonsuza kadar bir bayrak gibi dalgalanacaktır. Kendisine teşekkür ediyor,
selam, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Sabri Tandoğan