Sayın Melih Bey,
2.8.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, haya ve utanma ayrı ayrı hususlardır. Haya, daha çok cinsellikle ilgilidir. Ortaokulda talebeydim. Okula gitmek için troleybüse bindim. Boş bir sıra vardı. Camın kenarına oturdum. Biraz sonra yanıma kucağında çocuğuyla bir hanım geldi. Biraz sonra çocuk debelenmeye başladı, hanımın eteği sıyrıldı. Hanım, iffetli, haya sahibi bir insandı. O kadar üzüldü ki mosmor oldu. Nerdeyse kalbi duracak sandım. Utanmanın çok değişik nüansları vardır. Kimi inssan modaya uygun giyinmediği için utanır, kimi insan cebinde parası olmadığı için utanır. Daha yüzlerce nüans sayabiliriz.
Değerli yavrum, müşteri bir malı istediği zaman ona öyle bir fiat söylemeliyiz ki alış fiatı artı normal kar. Müşteri ister alır, ister almaz. İlle ısrarla almak isterse onlara usulü dairesinde kendi prensiplerimizi anlatmalıyız. Ama her zaman müşteriye karşı saygı dolu, sevgi dolu olmalıyız.
Değerli yavrum, günümüz bezirgan tüccarları gibi olmamalıyız. Aç kalmak pahasına da olsa ciddiyetimizi, efendiliğimizi, inançlarımızı korumalıyız. Bazı müşteri ler bir çingene gibi asılıyorlar. Onlara karşı “Lütfen birbirimizi incitmeyelim, ben öbür tüccarlar gibi değilim. Kesinlikle bundan aşağı veremem.” deyip orada bir işle meşgul olmalıyız. Asılan müşteri ya o fiatı verir alır veya defolur gider.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Ticari hayat sonsuz inceliklerle dolu, ite köpeğe onu incittirmeyelim Yazan Melih
Cvp: Ticari hayat sonsuz inceliklerle dolu, ite köpeğe onu incittirmeyelim Yazan Sabri Tandoğan