Sayın İlknur Hanım,
2.8.2009 tarihli mailinizi aldım.
1-) Öyle insanlar vardır ki belki dünyanın en iyi insanlarından biridirler ama yetişme şartları, içinde bulundukları ortam, ailevi kültürleri onların güzel sanatları tanımasına imkan vermemiştir. Bu durumda onlara nasıl kötü diyebiliriz?
2-) Herkesin dünyası farklıdır. Herkesin olaylara bakışı, onları değerlendirişi farklıdır. Atila İlhan bir şiirinde
“Anladım imkansız şey, bir insanın bir başka insanı anlaması”
diyor. Yunus Emre,
“Hiç kimse bilmez bizi biz ne işin içindeyiz”
diyor. Alexi Carel,
“İnsan bu meçhul”
diyor. Belki de bu farklılıklar, bu değişiklikler hayata bir renk ve güzellik veriyor...
3-) Bir kadının makyajını temzi ve güzel yapabilmesi için baktığı aynanın temiz olması gerekmez mi? Kirli bir aynada neyi görebiliriz ki? Hayat da öyle. İçi kin ve ihtirastan, nefret ve düşmanlıktan zift gibi olmuş bir insan neyi görebilir ki...
4-) Bir insan Allah ve Peygamberin emrettiği yolda giderse, İslamın güzellikleriyle bezenirse, kinden, nefretten, düşmanlıktan uzak durursa, affedici olursa, “her dem taze doğarsa”, annesinden doğduğu gibi tertemiz yaşayabilir.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından zevk alır” Yazan İlknur
Cvp: “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından zevk alır” Yazan Sabri Tandoğan