Merhaba Sabri amcacım;

Güzel bir cumartesi geçirmeniz dileklerimle başlıyorum yazıma. O kitapla ve o yazarın diğer kitaplarıyla ilgili yazdıklarınızı okudum. Aslında o kitabın elime nasıl geçtiğini size anlatayım. Onu ben para verip almadım. Şirkette sevdiğim bir arkadaşıma hediye olarak gelmiş; ben de görünce merak ettim nasıl bir kitap diye; daha o hediye olarak verilen arkadaş bile okumadı; o başka bir kitap okuyormuş, ben de o kitapla ilgili çok şey duyduğum için merak ettim ve eğer okumayacaksa bana verebilir mi diye sordum o arkadaşıma; o da "ben zaten onu okumuyorum, başka kitap okuyorum, al istersen dedi; okuyunca sana geri veririm dedim. Ama dün o kitabın yazarıyla ilgili ve diğer kitaplarıyla ilgili yazdıklarınızı sitede görünce yarım bıraktım ve kitabı bitirmemeye karar verdim. Pazartesi günü de o kitabı, kendisine hediye edilen kişiye geri vereceğim; o hediye gelen arkadaş da hani size daha önce de bahsetmiştim çok güzel resim yapan çocuk, iyi bir insan, sizce ona bu kitapla ilgili söylediklerinizi söylemeli miyim? Bugün öğlene kadar evdeydim Sabri amca; iftar için yemek yaptım, biraz ortalığı toparladım; sonra da Fenerbahçe Parkı'na gittim yürüyerek. Yanımda da "Hz.İnsan" isimli kitap. Parkın içinde tam denizin kenarında, uçsuz bucaksız denizi olduğu gibi gören, ağaçların altındaki bir banka oturdum. Biraz kitap okudum önce. Sonra denizin o insanı rahatlatan, insanın içine huzur veren o güzelim maviliğini, o maviliğin üzerinde rengarenk yelkenleriyle kendilerini rüzgara bırakmış giden yelkenlileri, arada geçen yatları, deniz otobüslerini seyrettim. Sonra hafif bir dalga çıktı denizde; gözlerimi kapadım; o dalgaların sesini dinledim, hafifce esen rüzgarın esintinin sesini dinledim; Allah'ım nasıl güzeldi anlatamam. Gözlerimi açtım, yine o harikulade mavi renk ve üzerinde her biri bir tarafa giden yelkenliler... onları seyrettim, sonra düşündüm, düşündüm, düşündüm... Orada içime topladığım muhteşem bir dinginlik, huzur ve rahatlıkla oradan kalktım ve evime doğru yürümeye başladım ve şuan evdeyim. Birazdan iftar için sofrayı hazırlamaya başlayacağım. Sizi özledim.

Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum. Sizi çok seviyorum.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :