Efendim,

Gönülden herkese merhaba! :)

Muhteşem bir ortamda yazışıyoruz, şükürler olsun! GÖNÜL SOHBETLERİ.NET...

Sanal dünyada, eşine belki rastlayamayacağımız kadar özel ve güzel bir dertleşme-gönüldaşlık ortamı.. O kadar nezih, o kadar müşfik ve o kadar tedavi edici ki.. Tarif etmeye çalışmak belki bu güzelliğe zarar verir!! MaşaALLAH diyerek tadına varmak en güzeli!!

Bendeniz de, birkaç yıldır bu gönül meclisinde kalemimle bulunmaya özen gösteriyorum.. Eğrisiyle-doğrusuyla, karınca kaderince bir şeyler söylüyor, bir şeyler yazmaya çalışıyoruz.. Ümit edilir ki, Rabbimizin  rızasına yakın şeylerdir yazdıklarımız ve bizi Rabbimize yaklaştırmaya vesiledir?!

Yazdığımız gibi okumaya da çalışıyoruz.. Hem de özenle.. Anlamaya, kavramaya, algılamaya, yararlanmaya çalışıyoruz..

Dahası, aldığımız mânevi hazzı başkaları da bilsin ve onlar da bu mânâ sofrasında iftar etsinler diye dâvetlerde bulunuyoruz..

Yine aynı noktaya geliyoruz ve yine MaşaALLAH diyoruz.. :)

Sabri Bey'den kopya çekerek "Sevelim  sevilelim; güzelliğimiz  bundan.." diyoruz..

İşte, sözün merkeze vardığı tam bu noktada, saygıdeğer "Hiç"e bütün saygımla ve samimiyetimle hitap etmek istiyorum..

Saygıdeğer "Hiç", Değerli Efendim;

Son mesajınızda ortaya çıkan hassasiyetinizin -kuvvetle muhtemel- sebebi benim!

Mesajınıza başlarken kullandığınız "Ruhum İncindi" başlığı ve bu başlığın vurgusu otomatik olarak benim kulaklarımda çınladı!! :)

Gerçekten çok kuvvetli  çınlattınız! :)

Efendim, bir "Kitab" vardır ve yeryüzünde onun baskısı yoktur!!

Bizi o "Kitâb"a yakîn eyleyen yegâne baskı ve son baskı Kurân'dır!!

Biz, ancak Kurân vasıtasıyla o Kitab'tan besleniriz..

Üstelik, o Kitab bildiklerimizden ve hatta bildiğimizi-keşfettiğimizi zannettiğimiz Kurân'ımızdan -üst mertebede- farklıdır.. Çünkü "konuşur"!!

Zaman zaman, ihlâsa ve ilme paralel Kurân'ın bizlerle âdeta diyalog kurduğunu düşünmemize sebep olan şey o Kitab'ın bu "nutuk" özelliğidir!! Kurân, o Kitab'dan beslenir ve bizler de Kurân'dan besleniriz!!

Müminûn Sûresi:62.âyette bu hakikat şöyle buyurulur..

" ve ledeyna Kitâbün.... ve yanımızda bir KİTAB var... yentıku bilhakkı... Hakkı konuşur..."

Hak'kın konuşulduğu yerde "görecelik=izâfiyet" biter! Artık, "sana göre-bana göre" kalmaz!!

Bu göreceliliğin-izâfiyetin bitişi yeryüzünde ancak Kurân ile olur!! Ancak, OKUYABİLDİĞİMİZ zaman duyabiliriz KONUŞAN Kitab'ın sözünü-sesini..

Dolayısıyla, yeryüzünde mesele aslında OKUMAKTIR! Elbette, mümkünse tam yerinden-merkezinden OKUYABİLMEKTİR!

Bu OKUMAYI gerçekleştirinceye kadar çok  şeyler okuyabiliriz.. Onların yararı ve değeri, bizi bahsi geçen üst mertebeden OKUMAYA yaklaştırdıkları kadardır!! Zararı ve değersizliği, bizleri OKUMAKTAN uzaklaştırdıkları kadardır!!

Efendim, dolayısıyla Kurân'ı okumak beni nasıl Sabri Tandoğan Beyefendiyi okumaktan alıykoymuyorsa, Sabri Bey'i okuyor  olmak ta beni başka yazarları  okumaktan ve onları referans göstermekten alıkoyamaz!!

(Unutmayalım ki, ateist bir nazar için Kurân'ın yazarı -bizim Peygamber Efendimiz- Hz. Muhammed'dir!!)

Eğer, kitapları ve yazarlarını toptancı bir anlayışla yargılamaya başlarsak, bütün dengeleri altüst etmiş oluruz..

Lütfen, müsâde buyurun; Kardan Adam eğrisiyle-doğrusuyla-bildiği gibi yazmaya devam etsin.. Dilediği kitaptan alıntı yapsın.. Alıntı yaptığı için okuyucuyu ruhen incetebileceği yönünde bir fobiye havuç burnunu kurban etmesin.. :)

Lütfen, rüzgârınızın şiddetine dikkat edin ki KARDAN ADAMLAR VE KADINLAR üşümesin!!

Burası sımsıcak bir meclis!! Olsun; biz erimek için buradayız!!

En kalbî selam ve saygılarla, ruhları incitmeden, kimseyi gücendirmeden ve fakat hakikat konuşmaya muktedir olarak, 

Kardan Adam